• Nombre de visites :
  • 1747
  • 13/1/2013
  • Date :

Kurân'da Sosyal İlişkiler(2.Bölüm)

kurânda sosyal ilişkiler

Her ne kadar İslam sınırlarına saldıran harici güçleri yok edinceye kadar onlarla savaşmak gerekiyorsa da, İslam sınırları içerisinde herhangi bir ihtilaf ve çelişki ortaya çıkarsa zahirde düşman sayılan müslüman kardeşi yok edici fiillerden kaçınmak ve düşmanlığı gidermek gerekir. Düşmanı yok edip ortadan kaldırmak çok zor bir iş değildir. Düşmanlığı giderip insanları dostluk ortamına kavuşturmak çok zor bir iştir ve bunu ancak salih düşünürler başarabilir. "İyilikle kötülük bir olmaz. Sen kötülüğü en güzel olan şeyle sav. İşte o zaman seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki sıcak bir dost oluverir."[6]

Binaenaleyh, İslam muhiti, sevgi ve muhabbet ekseni etrafında dönen aile muhitine benzer. Bu muhitte devamlı olarak "Onlarla iyilikle geçinin" nidası duyulmakta ve fertlerin hem birbirleriyle kaynaşıp birleşmeleri ve hem birbirlerinden ayrılmaları, ihsan ve iyiliklere bağlı bulunmaktadır. "Ya iyilikle tutmak, ya da güzellikle salıvermek." Büyüklere karşı ise "Onlardan biri ya da ikisi senin yanında ihtiyarlık yaşına varırsa onlara asla sert konuşma, onlara bağırma, onlarla güzel konuş." emri sürekli saygılı olmayı vurgulamaktadır. Buna karşılık büyüklerin akıllarından kaynaklanan sevgileri devamlı olarak küçüklerin yaşantısına kesintisiz olarak muhabbet ürünlerini sunmaktadır. İşte İslam toplumunda geçim ve davranış üsulleri bu ilkeler üzerine kuruludur.

Kur'anı Kerim'e göre; toplumsal hayatın hukuku ilişkileri eşitlik ve karşılıklı adalet temelleri üzerine dayalıdır. Bu yüzden de adaleti emrettiği gibi zulmetmeyi de menediyor. Zulmetmek devamlı zulme boyun eğmekle içiçedir. Bu konunun önemi Kur'anı Kerim'in ayetlerinden istinbat edilmektedir. Zira Kur'anı Kerim'in birçok ayeti bütün peygamberlerin mesajlarının adaletin uygulanması olduğunu açıklamaktadır: "Andolsun, biz, peygamberlerimizi apaçık belgelerle gönderdik, insanlar adalet üzerinde dursunlar diye onlarla birlikte kitap ve mizan (adalet) indirdik."[7]

"Ey iman edenler, Allah için adaleti ayakta tutup ona şahit olanlardan olun."[8]

"Ey iman edenler, Allah için şahitler olarak adaleti ayakta tutanlardan olun."[9]

Bu arada Kur'ânı Kerim'in adalete emreden ayetlerinin yanısıra bir kısım ayetleri de zulüm yapmayı nehyederek bu konuda zalimin zorbalığına karşı çıktığı gibi, zulme rıza gösterilerek yaşanacak bir hayat şeklini de reddetmektedir. Ve gerçekte, zalim ile zulme rıza gösteren kişileri aynı kategori de değerlendirip her ikisini de şiddetle kınıyor. "Ne zulmeder, ne de zulme boyun eğersiniz"[10]

Kur'anı Kerim, kabiliyetlerin farklı olmasını bir imtihan ortamı ve toplum fertlerinin kendilerini ortaya koyarak toplumsal işlerin adil bir şekilde bölünmesi ve karşılıklı yararlanma için bir vesile olarak değerlendiriyor. Her türlü horlamayı, şahsiyet kırmayı, tek yönlü ve karşılıksız olarak yararlanmayı kabul etmiyor. "Sizi yeryüzünün halifeleri yapan, size verdiği şeylerde, sizi denemek için, kiminizi kiminizden derecelerle üstün kılan O'dur. Şüphesiz Rabb'in, cezası çabuk olandır ve O bağışlayan, merhamet edendir."[11]

"Onlar mı Rabb'inin rahmetini bölüyorlar. Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz taksim ettik ve onlardan kimini ötekine derecelerle üstün kıldık ki, bazısı bazısına iş gördürebilsin. Rabb'inin rahmeti onların topladıklarından oldukça hayırlıdır."[12]


6 Fussilet/34.

7 Hadid/25.

8 Maide/8.

9 Nisa/135.

10 Bakara/279.

11 En'am/165.

12 Zuhruf/32.

Kurânda Sosyal İlişkiler(1.Bölüm)

Kurânda Selam

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)