Nasiruddin Tusi (r.a) -2
KARGAŞALI DÖNEMLER
Nasiruddin Tusi (r.a) Irak'ta dersle meşguldü. Etraf Moğolların İran'a saldırı haberleriyle çalkalanıyordu. Moğollar göçebe hayatı süren azgın bir topluluktu. Cengiz Han, babası Timuçin'den sonra hâkimiyeti ele alarak büyük bir orduyla hicri 616'da İran'a saldırdı. İran'ın güneyine kadar birçok şehri yağmalayarak, büyük katliamlar yaptı. Özellikle Nişa-bur'da yaptığı soykırımda yaklaşık 2 milyon yaşlı, hasta, kadın ve çocuk öldürdüğü nakledilmiştir. Bununla da yetinmeyerek şehri yedi gün sular altına terk ederek evcil hayvanları bile acımadan hunharca katletti. Bu acı olaylar tüm Müslümanların kalbini parçalıyordu. Nasiruddin Tusi (r.a) ailesine ve vatandaşlarına yardım etmek için İran'a hareket etti. Tus şehri de tıpkı Nişabur gibi bir harabeye dönmüştü.
Nasiruddin Tusi (r.a) doğduğu eve gittiğinde, orada ailesinden kimseyi bulamadı. Annesinin ve kız kardeşinin Kâin şehre göç ettiklerini öğrenince zaman kaybetmeden oraya gitti. Annesini ve kız kardeşini bulduktan sonra, bölge halkının isteği üzerine oradaki camii imamlığı görevini üstlendi. 30 yaşlarında orada evlendi.
İsmaililer, hicri 483'de Hasan Sabah'ın önderliğinde yavaş yavaş güç kazanmaya başladı. Fazla bir zaman geçmeden güçlü ve büyük siyasi bir grup olarak İran'ın birkaç bölgesinde faaliyete başladılar. Nasiruddin Tusi'nin (r.a) evliliğinin üzerinden birkaç ay geçmişti. İsmaililerin Kahistan kalesi sultanlarından Nasiruddin Abdurrahman b. Ebu Mensur onu Kahistan'a davet etti. Bu davet üzerine Kahistan kalesine gitti. Nasiruddin Tusi (r.a) orada ilmi ve kültürel faaliyetlere başladı. Sultan'ın isteğiyle "Taharetu'l Irak" kitabını Farsçaya çevirdi. Bu durum fazla sürmedi; Nasiruddin Tusi (r.a) İsmaililerle olan inanç farklılığını ve halka edilen zulümleri göz ardı edemiyordu. Bu yüzden Bağdat'taki Abbasi halifesine bir mektup yazdı. Mektubu ele geçiren padişah, Nasiruddin Tusi'yi (r.a) kaleye hapsederek gözaltına aldı. Tam 26 yıl kale zindanında tutuklu kaldı. Bu zaman zarfında birçok kitaplar telif etti.[3]
Teliflerinden bazıları:
1- Şerh'u İrşad ibni Sina
2-Tahrir'u İkludis
3-Tevella ve Teberra
4-Ahlaki Nasiri
Nasiruddin Tusi (r.a) İrşad kitabının sonunda şöyle diyor:
"Kitabın bazı konularını o kadar zor koşullarda yazdım ki, o zorluklardan daha zor bir durum tasavvur edemiyorum. Çoğunluğunu karanlık zindan köşelerinde kırık bir kalp, hüzünler ve büyük çileler içinde yazdım. Gözyaşı akıtmadığım günüm olmadı."
İsmaililerin varlığı Moğollar için tehlike sayılıyordu. Bu yüzden hicri 651'de Moğollar büyük bir orduyla Kahistan kalesini fethettiler. Kale komutanı, Nasiruddin Tusi'nin önerileriyle kan dökülmeden kaleyi teslim etti. Böylece hicri 656'da İsmaililer İran'dan temizlendi. Nasiruddin Tusi (r.a) Moğollardan büyük bir saygı ve ilgi gördü. Onun tavsiyeleri üzerine son Abbasi halifesi de öldürüldü.[4]
Nasiruddin Tusi (r.a), sahip olduğu ilim ve düşüncesi sayesinde Moğollar nezdinde büyük bir âlim olarak tanındı. Hükümetteki bu mevkiinden istifade ederek İslam âlemine büyük hizmetler verdi;
a)-İlmi ve kültürel faaliyetleri serbest edildi.
b)-Kütüphanelerin yakılması önledi.
c)-İslam âlimlerinin öldürülmesini engelledi.
d)-İslamiyet'in tebliği ve Moğolların İslam kültürüyle tanışmalarına ve hicri 694'de İran'ın resmi dininin İslam dini olarak ilan edilmesini sağladı.
e)-Moğolların diğer İslam ülkelerine saldırılarını engelledi.
f)-Hicri 656'da Merage Rasathanesini kurdu.
g)-Merage'de büyük bir kütüphane tesis etti.
[3]-Şerh'u İrşad, c.2, s.146, "Nasiruddin Tusi."
[4]-Cevamiu't-Tevarih, c.2, s.695.
Nasiruddin Tusi (r.a) -1
Şair, Hekim ve Mutasavvıf: Ferîdüddîn-i Attâr