İslam Dini Açısından“Aile” ve Önemi -1
İnsan adı, bir anlamıyla “ünsiyet”ten gelir: İnsan başkalarıyla ünsiyet eder; anlaşır; uzlaşır; hayatı paylaşır.
İnsan için ünsiyet bu anlamda bir yatkınlık ifade etmesi kadar insanın ünsiyete ihtiyacını da anlatır: İnsan yalnız yaşayamaz; yalnızlık Allah’a mahsustur.
Nitekim insanın tanımı yapılırken onun hakkında: “Medeniyyun bi’t-Tab‘/doğuştan medenidir” denir. Yani insan toplu yaşama tabiatına sahiptir; insan sosyal bir varlıktır. “Hayvanlar koklaşa koklaşa, insanlar konuşa konuşa.” özdeyişi bunu anlatır.
Tabii bu arada insan adının “nisyan”dan geldiği de varsayımlar arasındadır: İnsan unutur.
İnsan bazen ödevini unutur: İlk insanın Cennetteki yasak ağacın meyvesinden yemesi durumunda karşılaşacağı riski unuttuğu gibi:
“Bunun üzerine Adem’e: Adem! Dedik, bu, hem senin için hem eşin için bir düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın; sonra yorulur, sıkıntı çekersin. Senin için acıkmamak burada, çıplak kalmamak da. Susuzluk çekmemek de burada, açıkta kalmamak da.” (Kur’an, Taha, 117, 118)
“Andolsun ki biz, daha önce de Adem’le ahitleşmiştik. Ne var ki o unuttu. Onu azimli bulmadık.” (Kur’an, Taha, 20/115)
Bu anlamıyla unutmak insan için bir “eksi” durumdur.
Ama hayatta karşılaştığı olumsuzlukları unutması ise onun için bir sığınaktır.
Nitekim insan, kaybettiğinin acısını hep ilk günki gibi hiç unutmadan yaşayacak olsa, insan için hayat çekilmez olurdu: Unutmak insan için bu yönüyle büyük bir nimet!
İşte, doğuştan “sosyal” olan; “yalnız” yaşayamayan; “ünsiyet” etmek, kucağına sığınmak ve güven içinde, huzur içinde yarenlik etmek; için kendi “cinsinden” birileriyle yaşama ihtiyacında ona insanın ilk “sosyal sığınağı” onun doğuşuna sebep olan “ana ve baba”sı ile “kendi”sinden oluşan “aile”dir.
Aile, “insan”ın yuvasıdır.
Aslında her canlı bir “yuva”ya muhtaçtır ve her canlının bir yuvası vardır.
İnsan’ın yuvasına “aile” diyoruz.
Bu sebepledir ki “aile” çok önemlidir.
Çünkü, “aile” olmadan çocuk yaşayamaz.
- Sadece “yaşayamaz” mı?
- İnsan olmanın özelliklerini de sorumluluklarını da kazanamaz.
1- İnsan yaratılırken karı-koca olarak “çift” yaratılmıştır ve insanın yavrusu olan çocuk, hayatta kalabilmek için “anne” ve “baba”dan oluşan “sıcak bir yuva”ya muhtaçtır. Hem de uzun yıllar boyunca.
(Kur’an, Lokman, 31/14)
Hikmete bakın ki insanı bu gibi özelliklerle Yaratan, onu, özelliklerine uygun şartlarda
yaratmıştır: İnsan, yaratılırken “karı-koca” olarak “çift” yaratılmıştır.
“Ey insanlar! Sizi bir tek nefs’ten yaratan ve aynı özden eşini de yaratan ve o ikisinden bir çok erkekler ve dişiler üretip yayan Rabbinizin bilincinde olun..” (Kur’an, Nisa, 4/1)
Çift yaratılarak önce birbirlerinde ve birbirleriyle “huzur ve sükün” bulan eşler, kendilerinden türeyen çocuklara sahip olmakla “mutluluk”larını taçlandırmışlardır:
“Sizi bir tek nefs’ten yaratan ayni özden yanında huzur bulsun diye eşini de yaratan O’dur. Eşi ile birleşince eşi hafif bir yük yüklendi. Onu bir müddet taşıdı. Ağırlaştığında: ‘Ey Rabbimiz! Bize iyi/kusursuz bir çocuk verirsen şükredenlerden oluruz’ diye Allah’a yalvardırlar..” (Kur’an, A’raf, 7/189)
SAĞLIKLI AİLE 1
Ailede Din Eğitimi-1