Dünya’da Küçük Bir Cennet Arzusu -1
Yüce Allah insanın psikolojik olarak huzur bulması, kendisini her geçen gün daha çok geliştirmesi, benlikten, kendini görmekten kurtularak başkaları için yaşamayı öğrenmesi, nesillerin devamı için erkek ve kadının evlilik müessesesi altında yaşamasını takdir etmiştir.
Hem fiziki hem ruhi sağlık açısından en önemli sigorta evliliktir, evlilikle bireyin duygu-düşünceleri dağınıklıktan kurtulur, cismani istekler kontrol altına alınır ve ahlak sağlığı en güzel şekilde sağlanmış olur.
Evlilik ve aile hayatından herkesin beklentisi, dünyada cennetin küçük bir benzerini yaşayabilmektir, çünkü kimse üzülmek için evlenmez, her evlenenin en büyük rüyası huzurlu mutlu olmaktır, sevmek ve sevilmektir, maddî-manevî değerlerin paylaşıldığı bir ortamın sağlanmasıdır. İdeal manada evlilik, huzurun hedeflendiği bir anlaşmadır.
Yüce Allah, Kuran’da:
“… Kendileriyle sükûnete, huzura kavuşasınız diye sizin için nefislerinizden eşler yarattı; aranıza ‘meveddet’ (sevgi) ve ‘rahmet’ (şefkat) koydu. Elbette bunda, düşünen kimseler için nice ibretler vardır.” (Rum–21)
buyurmaktadır. Bu ayetteki, dostluk, sevgi, muhabbet, manalarına gelen ‘meveddet’ kelimesi ayrıca, veli ve dost edinmek, yardımlaşmak, başkasının otoritesini kabul ederek görev ve salahiyetini tanımak gibi anlamlara da gelmektedir.
Bu ayetteki, ‘rahmet’in bir boyutu olan şefkat, karşılık beklemeden yardıma koşmaktır. Böyle bir şefkat, aşktan daha tesirlidir. Bu itibarla, eşler arasında ‘şefkat ve merhamet’ hislerinin canlı tutulması, mutlu bir evlilik için önemli bir unsurdur. Bu hislerin yansıması olan hâl ve tavırları, eşlerin birbirlerine göstermeleri gerekir.
Evliliğin temeli: hürmet, muhabbet, şefkat, sevgi, aşk… gibi bütün kalpsel ihtiyaçların karşılandığı, üzüntülerin paylaşıldığı bir kurum olan evliliğe sağlıklı her insan ihtiyaç duyar.
İnsanın yalnızlığını giderecek, gönlünü teselli edecek ve sıkıntılarını paylaşacak birine duyduğu ihtiyaç, meşru çizgide evlilik yoluyla karşılanır.
Mutlu bir evliliğin temelini, kadınla erkek arasındaki hürmet, muhabbet ve şefkat oluşturur. İslâm, fıtrat dini olduğundan, insanın biyolojik, psikolojik ve sosyolojik bütün ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik prensipler getirmiştir. Bu bağlamda Kuran penceresinden ‘nefs-i vâhide’ olarak anlatılan erkek ve kadın, bir bütünün iki yarısı gibidir. Nefsi vahide olmak aşkın/sevginin gerektirdiğidir.
Evlilikte Yüce Hedefleri Göz Önünde Bulundurunuz -1
İslâmda Evliliğin Yüce Hedefleri