Eski Dinlerde Mehdi İnancı -2
Buradan, Zerdüştîlerin ona, dünyanın kurtarıcısı anlamına gelen “Suşyant”, Yahudilerin “Server-i Mikailî” Hıristiyanların “Vadedilmiş Mesih” ve Müslümanların “Vadedilmiş Mehdi” gibi, her milletin kendisinin anlayacağı bir lakap vermelerinin ve onu kendilerinden biri olarak görmelerinin de pekâlâ doğal olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü herhangi bir millete gönderilen bir ilâhî elçinin beyanında veya semavî kitapta ahir zamanda mutlak adaleti sağlayacak ve ilâhî dinin hâkimiyetini bütün cihanda kuracak bir ilâhî kurtarıcının geleceğine dair bir açıklama gelince, o millet ve topluluğun bu kurtarıcıyı kendilerinin anlayacağı bir lakapla anmalarından veya onun kendilerinden olan birinin olacağını sanmalarından yahut öyle yorumlamalarından daha doğal bir şey düşünülemez.
Elbette biz Hz. Mehdi'nin zuhur edeceğini ispatlamak için eski semavî kitaplarda yer alan müjdelere dayanmak istemiyoruz. Esasen buna ihtiyaç da yoktur. Çünkü bunun Kur'an ve Sünnet'te yeterli dayanağı vardır. Biz, sadece ahir zamanda evrensel bir kurtarıcının zuhur edeceği gerçeğinin bütün dinlerde yer alan ortak bir inanç olduğunu ve vahiy kaynaklı olup bütün peygamberlerin bu müjdeyi verdiğini belirtmek istiyoruz.
Biz, eski dinlerde bu hususta gelen bütün müjdeleri detaylı bir şekilde incelemek de istemiyoruz. Çünkü bunun kendisi müstakil bir kitap yazmayı gerektirecek kadar geniş bir konudur. Ancak öyle mesnetsiz bir iddiada da bulunmadığımızı göstermek için örnek olarak eski dinlerde bu hususta gelen müjdelerden bazılarına değinmeden de geçmeyeceğiz.
Fakat bu müjdelerden örnekler zikretmeden önce şu hususu da belirtmek zorundayız ki, son zamanlarda bazı yazarlar ahir zaman kurtarıcısına dair müjdelerin Tevrat, Zebur, İncil ve Zend gibi eski dinlere ait mukaddes kitaplarda da yer aldığını görünce, hemen bunun İslâm diniyle ilgisinin olmadığını ve bu inancın Yahudiler, Hıristiyanlar veya Zerdüştîlerce İslâm dinine sokulan bir hurafe ve efsane olduğunu iddia etmeye başlamışlardır.
Oysa ki bunların bu tavrı, bilimsellikten uzak olmakla birlikte, Kur'an-ı Kerim ve İslâm'ın ruhuna da aykırı bir yöntemdir.
Evet, aşağıda zikredeceğimiz müjde örneklerinde de görüleceği üzere, bu inancın diğer millet ve kavimler arasında da olduğu doğrudur. Ama bu, söz konusu inancın bir hurafe olduğunu gösteremez. Çünkü İslâm dinine ait hüküm ve inançlarının sahih olabilmesi için illâ da geçmişteki kavim ve dinlerde olan hüküm ve inançların tam aksine olması gerekmemektedir. Eski dinler Allah'ın varlığından bahsediyorsa, İslâm dini Allah'ın varlığını inkâr mı etmelidir?! Eski dinler, kıyametin geleceğine inanıyorsa, İslâm dini kıyametin olmadığını mı iddia etmelidir?! Eski dinler iyiliği emrediyorsa, İslâm dini kötülüğü mü emretmelidir! Eski dinler, ahlâkî güzellikleri öneriyorsa, İslâm dini ahlâkî çirkefliği mi önermelidir?! Ve...
Eski Dinlerde Mehdi İnancı -1
Hz. Mehdi (af) Nasıl ve Nereden Zuhur Edecek?