VAHİY -4
Bilginin Üç Anayolu :
Daha önce de işaret ettiğimiz gibi bilgi edinmek için insanın üç yolu vardır, başka bir tavırlada insanın yedi içgüdüsü denilmektedir. İnsanların çoğu birinci yoldan, bir grup da ikinci yoldan, parmakla sayılabilecek kadar az olan bazı kimseler de ruh'larının kamilleşmesi sonucu üçüncü yoldan istifaediyorlar.
1-- ) Duygu ve Deney Yolu : Bu bölümden kastımız, duyu organları vasıtasıyla zihne giren verilerdir. Mesela, görülecek, işitilecek olan şeylerden herbiri, kendisine özgü araçlarıyla bizim idraklerimiz içerisinde yer alıyor. Bu gün insanoğlunun, teleskop, mikroskop, radyo, televiziyon vs. İcad ederek insanın duygusal idraklerine takdire şayan bir yardımda bulunmuş onu uzak ve yakına musallat etmişlerdir. Bu insan içgüdülerinin duygusalslığıyla bağlantılı bir ilim sonucu elde edilebilen bir takvadan ibarettir. Ve bu buluşlarında her insanın yapabilecğini anlamına gelmediğinden dolayı böyle bir açıklamanında yapılması zorunlu olduğuna inanıyorum.
2-- ) İstidlal Yolu : Dünya düşünürleri akıl ve düşünme cihazını işleterek bir takım bedihi veya deneysel ilimlerde isbatlanan mukaddimelere dayanarak duyu dışında bir takım temel kanunları keşfediyorlar. İlimlerde ki, külli kanunlar felsefi meseleler ve Allah'ın sıfatlar ve filleriyle ilgili meseleler, aklın işletilmesinin neticesidir. Ve aynı zamanda günümüzde yapılan sömürü koyucu ve insan kanı emicilerin gerçekledikleri faşist düşüncelerle dökülen insan kanları kanunları. Bir açıdan bunlarda İstidlal kanunlarıdır.
3-- ) İlham Yolu : Hakikati tanımada, sezgi ve akıl yürütme aşan üçüncü yoldur, bu yol. İlim açısından olasılığı inkar edilemiyecek yeni bir yoldur hakikat'i tanımada.
Elbette maddi dünya görüşü sistemi böyle duyusal ve düşünsel bir idraki kabul edemez. Fakat ve var ki, ilmi ilkelere dayanarak onu inkar etmek de mümkün değildir.
Maddi dünya görüşünde bilgi ve dış dünyayı algılama yolu, ilk iki yola münhasırdır. Fakat büyük şeriatlar, ilahi filozoflar ve ariflerin dünya görüşünde, mezhepler ve semavi öğretilerin temelini oluşturan üçüncü bir yol da vardır. Bu üçüncü yolun inkarına dair hiçbir delil yoktur. Üstelik vahy meselesinde işaret ettiğimiz delillerle bu yolun sağlam bir gerçek olduğı isbatlanmıştır.
Eğer insan ile Allah Teâla arasında özel ve ferdi bir şekilde irtibat kurulsa, Zahiri duyular ve akıl olmaksızın insanın kalbine bir takım hakikatler ilka olur. Bu algı ve ilkaya " ilham " bazen de " işrak " derler.
Ama eğer insanın tabiat ötesi alemler var olan irtibatı neticesinde bir takım umumi ve herkesi ilgilendirecek öğretiler ilka olunursa, böyle bir ilkaya " vahy ", onu getiren " vahy meleği " ve onu alana da " peygamber" denir.
İlham, onu alan insana nisbeten , inandırıcı olabilir. Fakat başkaları için ikna edici olamaz. ( Bu gibi ilhamların kaynağı belli olmadığından ve kaynağı bilinmeyen her türlü ilhama da güvenilmeyeceğiden , başka bir ifadeyle de " Rahman-i " ve " Şeytan-i " diye ikiye iki çeşit ilham-ki bu ikisini şer'i ve aklı ölçülerle birbirinden ayırmak gerekir var oduğundan dolayı " yüzde yüz inandırıcıdır "değil de " inandırıcı olabilir " dedik. )
Bu yüzden alimler sadece nübüvvetleri , mucize vb. gibi kesin delillerle isbatlanan Peygamberlere inen bir vahy'i herkesin yararlanabileceği bir kaynak olarak kabul ederler.
VAHİY -1
VAHİY -2
VAHİY -3