İmam Ali (a.s) Savaş Cephelerinde-5
Bu silahşörlerden biri namlı, şanlı Arap kahraman “Amr b. Abduvedd” idi ki, Arap’ın en güçlü ve en yiğit silahşoru sayılmaktaydı. “Yelye” bölgesinde tek başına bir grup düşmanı yendiği için “Ferisi Yelyel” diye ün kazanmıştı. Amr Bedir savaşına katılıp yaralandığı için Uhud savaşına katılmamıştı. Ve şimdi Hendek savaşında gövde gösterisi yapmak için ortaya çıkmıştı.
Amr hendeği geçince “Yok mu benimle savaşacak” çığlıkları atmaya başladı. Müslümanlardan kimse karşısına çıkamadı. Daha da cesaretlenerek Müslümanlar’ın inançlarıyla alay etmeğe başladı:
“Siz ki, öldürülenlerinizin cennette ve bizden öldürülenlerin cehennemde olduğunu söylüyorsunuz, içinizden birisi yok mu ki, ben onu cennete göndereyim veya o beni cehenneme göndersin?!” Sonra şu anlamda hâmasî şiirleri okudu:
“Aranızda feryat edip savaşçı istemekten sesim tutuldu!”
Amr’ın peşpeşe savurduğu çığlıklar Müslümanlar’ın yüreğinde öyle korku yaratmıştı ki, yerlerine çivilenip hiç bir harekette veya tepkide bulunmuyorlardı.(11)
Amr ne zaman haykırıp savaşçı istese Ali (a.s) öne çıkıp meydana gitmek için Peygamber’den izin istiyordu, ama Peygamber onaylamıyordu. Bu durum üç kere tekrarlandı. Ali son kez savaş izin istediğinde, Peygamber: Bu Amr b. Abduvedd” dir, buyurdu Ali’de: “Bende Ali’yim”, dedi.(12)
Sonunda Peygamber (s.a.a) izin verdi, kendi kılıcını Ali’ye verip imamesini başına sardı ve kendisine dua etti.
Ali (a.s) savaş meydanına çıktığında Peygamber’imiz (s.a.a) buyurdu ki:
“İslâm’ın tamamı, küfrün tamamı karşısında karar kılmıştır”
Bu buyruktan da açıkça anlaşılmaktadır ki; bu ikisinden birinin galibiyetine göre; ya İslam küfrü yenecek veya küfür İslam’ı yenecekti. İslam ve şirkin geleceğini tayin edecek yazgıyı belirleyen bu çarpışma idi.
Ali (a.s) Amr’a doğru piyade olarak koştu, onun karşısında yerini alınca. Sen kendine; Kureyş’ten biri senden üç şey isterse kabul edeceğine dair söz vermiştin, dedi.
- Doğrudur.
- İlk isteğim, İslam dinini kabul etmendir.
- Bu isteğini geç.
- Gel bu savaştan vazgeç, buradan git ve Muhammed’in (s.a.a) işini başkasına bırak.
-Kureyş kadınları hiç bir zaman bunu konuşmayacaklardır. Ben nezretmişim, Muhammed’den intikam almadan kafama yağ sürmeyeceğim.
- O zaman savaşmak için atından in!
-Hiç bir Arap’ın benden böyle bir şey isteyeceğini sanmıyordum. Senin, ellerimde ölmüş olmanı istemiyorum. Çünkü babam benim dostumdu. Geri dön daha gençsin!
-Ama ben seni öldürmek istiyorum.
Ali’nin sözlerine karşı Amr öfkelendi kibirle atından inip, atının ayaklarını biçti ve İmam Ali’ye doğru saldırdı. İki silahşor şiddetle birbirine girdiler. Amr uygun bir fırsatını bulup Ali’nin başına şiddetli bir darbe indirdi. Ali, kalkanı ile kendini savundu kalkan ikiye bölünürken Ali’ye (a.s) bir şey olmadı. Tam bu sırada Ali düşmana aman vermeden karşı darbeyi indirdi ve devasa Amr’ı yere serdi. Ortalığı toz duman bürümüş ordular kimin ne yaptığını göremiyordu. Toz duman içinden Ali’nin (a.s) tekbir sesi yükseldi.
İslam ordusu sevinçle, çığlıklar atıyordu. Her kes Ali’nin (a.s) Arap kahramanını öldürdüğünü anlamıştı.(13)
Amr öldürülünce kendisiyle birlikte hendeği geçen ve Amr ile Ali’nin (a.s) savaşının sonucunu bekleyen diğer dört silahşor kaçmaya koyuldular, üçü hendeği atlamayı başardı. “Nuğen” adındaki kişi hendeği atlayamayıp içine düştü. Ali (a.s) de hendeğe atlayıp onu da orada öldürdü. Bu kahramanın ölümüyle Ahzab ordusu kendine güvenini tamamen kaybetti. Şehre saldırma umutlarını yitirdiler ve kabileler geldikleri yerlere geri dönmeye başladılar.
(11) Vakıdi bu durumun "Sanki başlarına kuş konmuştu" cümlesiyel anlatıyor. el-megazi, M.b. Ömer b. Vakıdi, Beyrut, C.2 S. 470
(12) İbni Ebi'l-Hadid, Şerh-i Nehcü'l-Belağa, 1. Baskı Kahire, 1378 H. C.13, S. 248
(13) el-meğazi, M. B. Amer Vakıdi, Beyrut, C2, S471.
İmam Ali (a.s) Savaş Cephelerinde-1
İmam Ali (a.s) Savaş Cephelerinde-2