İslam Tarihi Açısından Sıffin savaşı -3
Fakat o esnada aklına öyle bir şeytanlık geliyor ki tam bir kepâzelik, tam bir pespâyelik örneği sergiliyor! İnsan ancak bu derecede onurunu ayaklar altına alıp alçalabilir. Şu rezilin yaptığına bakın! İmâm Ali (a.s) ile göz göze geldiği o an ölümün sıcak nefesini ensesinde değil tüm bedeninde hissetmiş ki böylesi bir kepazeliğe tevessül ediyor! Kısacası Amr canını kurtarmak için bir hamlede anadan uryan soyunup kaçmaya başlıyor. Hayâ ve edep timsali İmâm (a.s) bu vaziyette elbette ki o rezilin peşinden koşacak değildi. Nitekim İmâm (a.s) o rezili bu halde görmemek için arkasını dönüp oradan uzaklaşıyor…
Savaş sürüp gittikçe her iki tarafa da takviye kuvvetleri geliyordu.
Rivayet edildiğine göre İbn-i Abbâs diyor ki:“ İmâm Ali (a.s) Sıffin savaşında; ‘Bana bugün, ölüm üzerine biat etmek için Kûfe tarafından şu kadar kişi gelecek‘ buyurdular. Onlar gelmeye, ben de saymaya başladım. Buyurdukları sayıdan bir kişi eksik çıktı. Ben düşünceye dalmıştım ki; aba giymiş, uzun boylu, güler yüzlü, elinde bir kılıç, başında keçeden bir külâh bulunan heybetli biri geldi. İmâm’a (a.s) selâm verip, ‘Elini uzat, biat edeyim‘ dedi. İmâm (a.s) ‘Ne üzerine biat edeceksin‘ diye sordular. ‘Emrini dinlemek, sana itâat etmek, şehit oluncaya, yahut Allah seni üst edinceye kadar savaşmak üzere‘ dedi.“
İmâm (a.s) bu yiğit insanın adını soruyor! “Veysel Karanî“ diye cavap aldığında İmâm (a.s) hayretâmiz bir şekilde “Allahu Ekber“ diyerek tekbir getiriyor ve ardından şu sözleri sarf ediyor: “Habibim Resûlullah’tan (s.a.a) işittim; Ümmetinden Veysel Karanî adlı birine ulaşacağımı, onun Allah’ın ve Resûl’ünün bölüğünden olduğunu, benim önümde şehit olacağını, Rabîa Mudar boylarına mensûb olanlar kadar çok kişinin, onun şefâatıyla cennete gireceğini bana bildirdiler.”
Bu ara ilginç bir gelişme daha yaşanıyor: Muâviye’nin ordusundan bir şahıs deveye binmiş bir vaziyette İmâm Ali (a.s) ve yârenlerine doğru yaklaşıp Veysel Karanî nin aralarında olup olmadığını soruyor. Aldığı cevap “evet“ olunca şu sözü söylüyor: “Resûlullah’tan (s.a.a) duydum; “Veysel Karanî, tâbilerin en hayırlısıdır“ buyurmuştu. “Bu söz benim için hüccettir, ben de Ali’ye (a.s) tâbi oluyorum“ deyip İmâm’ın saflarına katılıyor.
Veysel Karanî son derece takvâ ehli bir insandı. Hatta bu yönüyle Sünnî dünyada da oldukça meşhurdur. Onun ismi sık sık kaside ve menkibelerde geçer. Sünnî kardeşlerimiz onu tasavvuf erbabı sûfî bir Müslüman olarak bilir. İmâm Ali’nin (a.s) safında Muâviye’ye karşı savaşan ve orada şehid olan bir mücahid olduğunu ne yazık ki bilmez.
İslam Tarihi Açısından Sıffin savaşı-1
İslam Tarihi Açısından Sıffin savaşı -2