Fatımatü'z-Zehra (sa)-1
Resulullah'ın (s.a.a) Ciğer Paresi Fatımatü'z-Zehra (sa)
Yirmi üç yıl Kureyş müşrikleri ve Arab'ın kâfirlerine karşı fedakârca çaba harcayan, o kadar cefâ ve zahmetlere katlanan, Habeş'e hicret etmeye mecbur bırakılan ve sonunda da vatanını terk ederek Mekke'den Medine'ye göçerek kavim ve kabilesinden ayrılan Resulullah (s.a.a), bu kadar cefâ ve zahmetler sayesinde İslâm âlemini meydana getirdi.
Çekirge ve kertenkele yemekte olan Arapları naz-u nimete kavuşturdu. Ağaç ve taşa tapmakta olan insanlara hak ve hakikatin ne olduğunu gösterip, insanları ortağı olmayan, âlemin tek ve yüce yaratıcısı Allah Teala'ya tapmaya davet ve irşat etti.
Bu sevgili Peygamberimizin dünyada hiçbir şeye alâkası olmamıştır. Ancak bir nur-i didesi ve ciğer paresi vardı ki, o da biricik evlâdı Fatıma-ı Zehra idi. İşte bu nedenle Fatıma-ı Zehra'yı her mümin ve Müslüman can ve malından fazla sevmelidir; çünkü Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:
"Fatıma benden bir parçadır; kim ona eziyet ederse, bana eziyet etmiş olur."
Sahabeden birisi "Aişe"den, "Resulullah'ın yanında insanların en sevimlisi kimdi?" diye sorunca, Aişe, "Kızı Fatıma'ydı." cevabını verdi. Adam yine, "Ya erkeklerden kimdi?" diye sordu; Aişe, "Ali idi." cevabını verdi.
Hz. Fatıma'nın azamet ve yüceliğinde o kadar hadis ve rivayetler vardır ki onların sadece az bir bölümünü burada zikretmeğe kalksak bu eserimizin hacmi yetersiz kalır. Fakat biz yine teşrih ve muhakememizin kaynağı olan Fedek meselesine müracaat edip bu acı ve yürek yakıcı olay konusunda fikrimizi açıklayacağız.
"Fedek" Ne Oldu?
Fedek, Medine-i Münevvere'nin etrafında Yahudilerin emlâkinden olup Hayber'in fethedildiği yılda sulh şartlarından birisi olarak Resulullah'a (s.a.a) verilmişti. Ordu ve cihatla alınmadığı için hiçbir Müslüman'ın orada bir hakkı yoktu;
orası Resulullah'ın (s.a.a) özel mülküydü. Bunun gibi Resulullah'a (s.a.a) has olan Fedek'ten başka, birkaç özel mülk daha vardı; "Benî Kurayza" emlaki ve Medine içerisindeki birkaç emlâk da bu türdendi. Resulullah (s.a.a) bu emlâkin geliri ile hem zevcelerinin masraflarını karşı-lıyor, hem de akrabalarından fakir olanlara yardımda bulunuyordu.
Resul-i Ekrem'in (s.a.a) bir süre sonra Fedek'i, gözünün nuru Fatıma'ya hibe etmesiyle Fedek Hz. Fatıma'nın özel mülkü oldu. Fatıma (a.s), Fedek bağı gelirini kendisine ve iki nur-i didesi olan Hasan ve Hüseyin'e harcıyordu. Resulullah (s.a.a) ahiret yurduna göçünce, Fatıma (a.s) bu kadar ağır ve dehşetli hüzün ve acı içerisindeyken kendisine Halife Ebu Bekir Kuhafe'nin, işçilerini Fedek bağından çıkardığını haber verdiler.
İnsan Şeklinde Bir Huri Hz. Fatıma (a.s)
Risalet Kevseri Hz. Zehra (a.s)-1
Fatıma Annem
Ağla Gözlerim Ağla
Hz. Peygamber (s.a.a) in Hz. Fatıma Hakkındaki Sözü