Mesnevi’de Tahkiye ve Gerçeklik -4
Mesnevî'de aynı sayfalarda daha sonra Hz. Meryem'den bahis açarak, konuyu şu noktaya taşır:
ور نديدش نز برون نز اندرون از حکايت گير معني اي زبون
ني چنان کافسانهها بشْنيده بود همچو شين بر نقشِ آن چفسيده بود
تا هميگفت آن کليله بيزبان چون سخن نوشد ز دمنه بيبيان
ور بدانستند لحنِ همدگر فهمِ آن چون کرد بينطقي بشر
در ميانِ شير و گاو آن دمنه چون شد رسول و خواند بر هر دو فسون
چون وزيرِ شير شد گاوِ نَبيل چون ز عکسِ ماه ترسان گشت پيل
اين کليله و دمنه جمله افتراست ورنه کي با زاغ لکلک را مِري ست
Ey âciz! -Meryem - onu ne içten ve ne dıştan görmediyse de, hikâyeden mana al.
Efsaneler dinleyip, Şîn harfi gibi nakşına yapışmış olan kişiye benzer olma.
O diyordu: “O dilsiz Kelile , anlatması olmayan Dimne'nin sözünü nasıl duyar?
-Ayrıca- birbirinin dilini bildilerse beşer, konuşma olmadan onu nasıl anladı?
O Dimne, aslan ve öküz arasında nasıl elçi oldu ve her ikisine efsun okudu
Akıllı öküz, nasıl aslanın veziri oldu? Fil, ayın aksinden nasıl korktu?
Bu Kelile ve Dimne , bütünüyle iftiradır; yoksa karga leylekle nasıl boy ölçüşür.
Mevlana şu beyitlerde muhataplarına hikâye ve temsillerden yararlanma yollarını göstermektedir:
اي برادر قصه چون پيمانه ايست معني اندر وي مثال دانه ايست
دانه معني بگيرد مرد عقل ننگرد پيمانه را گر گشت نقل
ماجراي بلبل و گل گوش دار گرچه گفتني نيست آنجا آشکار
Ey kardeş! Hikâye bir ölçü kabı gibidir, içindeki mana da tahıl tanesi gibi.
Akıllı kişi mana tanesini alır, götürülse de ölçü kabına bakmaz
İçerisinde açık bir konuşma yoksa da bülbül ile gülün macerasına kulak ver.
O, daima bu hikâye ediş ve anlatımla okuyucu ve dinleyicinin zamanına ulaşmakta, okuyucu ve dinleyicileri gerçeklerle yüz yüze getirmektedir. Her dönemde insanlara doğrudan hitap etmektedir:
ذکرِ موسي بندِ خاطرها شدست کين حکايتهاست که پيشين بُدست
ذکرِ موسي بهرِ روپوش است ليک نورِ موسي نقدِ تست اي مردِ نيک
موسي و فرعون در هستيِ تست بايد اين دو خصم را در خويش جُست
Bu hikâyeler öncelerde olmuştur diye Musa 'yı anış gönüllere bağ olmaktadır.
Musa 'yı anış, gizlemek içindir; ama Musa 'nın nuru senin için hazırdır. Ey iyi adam
Musa ve Firavun senin varlığındadır; bu iki düşmanı kendinde aramalısın.
Mevlana bu son örnekte görüldüğü gibi bireyleri yaşanan zamanla ve olaylarla gerçekçi bir şekilde ilgilenmeye hikâyeler aracılığıyla davet etmektedir. Dünyanın Mevlana'yı 800. doğum yılında anma ihtiyacı duyması, bu davetin ne derece gerçekçi olduğunu ortaya koymaktadır.
Mesnevi’de Tahkiye ve Gerçeklik -1
Mesnevi’de Tahkiye ve Gerçeklik -2
Mesnevi’de Tahkiye ve Gerçeklik -3
Mevlânâda İnsan Sevgisi
Şems Divanında Aşkın Sesi -1