• Nombre de visites :
  • 1413
  • 3/4/2012
  • Date :

Şair, Hekim ve Mutasavvıf: Ferîdüddîn-i Attâr

şair, hekim ve mutasavvıf: ferîdüddîn-i attâr

Mutasavvıf, şair, filozof, Ferîdüddîn-i Attâr, Nişabur'da M.1119 doğmuş ve yine aynı şehirde 1193 yılında vefat etmiştir. İlk tasavvuf öğrenimini İran'ın o devirdeki en etkili mutasavvıflarından olan Gudbeddin Haydar'dan aldı, sonra ilmi çalışmalarını ilerletti. Tıp ve eczacılık eğitimi gördü ve bitkilerden ilaç yapmayı öğrendi. Ferîdüddîn-i Attâr'ın 'eczacı' anlamına gelen lakabıda buradan kaynaklanır. Dönemin ilimlerinden olan İslam ilimleri, tababet, astronomi ve

özellikle tasavvuf konusunda uzun süreli çalışmalara girişti.

Ferîdüddîn-i Attâr, tasavvuf ve tasavvuf edebiyatı konusunda derinleşmesi, çevresine bir çok mutasavvıf, şair, alim ve yazarın sebeb oldu.

 Döneminde İran'da hakim olan Sünni idari yapı yüzünden gerçek inancı olan Şiiliği gizlemek zorunda kaldı ve gerçek fikirlerini işlediği tasavvufi konularda dolaylı bir anlatım ve değişik yorumlara açık kapı bırakarak yazdı. Bir süre sonra düşünce ve yazılarındaki yoğunlaşan inanç anlaşılmaya başlandı, koyu bir Şii olduğu ve tasavvufi konulara Şii'lik zaviyesinden baktığı meydana çıktı. Bilhassa Mazharü'l-Acaib adlı eseri bu sebebten dolayı devrin idari makamları tarafından yakıldı ve Attâr'ın evi basılarak yağmaya uğradı, kendisi Kadim İran inançlarını devam ettirmekle suçlandı. Attâr, bunun üzerine gizlice Mekke'ye gitti, mutasavvıfların ve evliyaların hayatlarını ihtiva eden meşhur eseri Tezkîret-ül-Evliyâ'yı burada yazdı. Sonra tekrar yaşadığı Nişabur'a dönerek yerleşti. Attâr, değişen idarenin azalan baskılarıyla tasavvufla ilgili görüşlerini anlatmaya başladı.

Attâr, fikirlerini düz yazı ve daha çok şiir yoluyla eserleştirdi. Tasavvufun en zor anlaşılan, açıklama gerektiren meselelerinde çok kolay bir şiir diliyle edebiyat sanatından başarıyla faydalanmış, şiirle düşünceyi bir bütünlük içinde

harmanlamış, Mantıku't-Tayr adlı eserinde kuşları ve diğer canlıları insan gibi konuşturarak düşüncelerini anlatmıştır.

Attâr'ın işlediği tasavvuf konularının menbaı İslam Orta Çağı'nda büyük alaka gören Yeni-Platonculuk akımıdır. Attâr'ın bu akımda işlediği tüm diğer mutasavvıflarında ağırlıklı konuları arasında olan tanrı, evren, insan, yaratılış, ruh ve ölüm kavramlarıdır.

Ferîdüddîn-i Attâr,Yeni-Platonculuk'la alakalı bilgileri doğrudan Platon'un eserlerini okuyarak değil İslam geleneği içinde aktarılan eserlerden öğrendi.

Bu sebeble ve İslam tasavvufunun özelliği gereği fikirlerinde Yeni-Platonculuk'la çok bağdaşmayan unsurlar bulunur. Kendinden evvel gelen mutasavvıflardan etkilenen Attâr, kendinden sonra başta Mevlana Celaleddin olmak üzere onun eser, görüş ve fikirlerini okuyan, duyan tüm mutasavvıfları etkilemiş ve düşüncelerine yön vermiştir. Mantıku't-Tayr adlı eseri İslam ülkelerinde tasavvufla alakalı herkesin okuduğu faydalandığı bir kaynak olmuştur. Türkçe, Arapça vs. dillere çevrilmiş bir çok yeni eserin ortaya çıkmasınada ilham olmuştur.

Tezkiretü'l Evliya: Düz yazı şeklindedir. Mutasavvıf ve evliyaların hayatını anlatır

Musîbet-nâme: Türü - Mesnevî, çok küçük hikâyeler vardır. Eser Türkçeye Tarîkât-nâme adıyla çevrilmiştir

Esrâr-nâme: Türü - Mesnevi,Tasavvuf hakkında yirmi altı makâle içerir

Mantık-üt-Tayr ve Makâmât-ı Tuyûr: Türü- Mesnevi, küçük hikâyelerle kuşların dilinden tasavvufu anlatır.

Pend-nâme: Hemen her asırda tercümesi ve şerhini görmek mümkündür.

Muhtâr-nâme: Türü - Konulara göre tertib edilmiş bir rubâiler

Cevher-üz-Zât: Allahü teâlâdan başka her şeyin fânî olduğunu konu alan bir eserdir.

Eştur-nâme

Bülbül-nâme,

Biser-nâme,

Haydar-nâme,

Deryâ-i nâme,

Şifâ-ül-Kulûb,


FERÎDÜDDÎN-İ ATTÂR 1

FERÎDÜDDÎN-İ ATTÂR 2

FERÎDÜDDÎN-İ ATTÂR 3

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)