Bölge Devrimlerini Hangi Olaylar Etkiledi? -2
Bu yöneticilerin İsrail karşısındaki eziklikleri gençlere azap veriyordu. Tunuslu gençler İsrailli güçlerin çok rahat bir şekilde Tunus’ta ikamet eden Filistinlilere karıştıklarını ve Bin Ali’nin buna karşı hiçbir şey yapmadığını gördükleri zaman gönüllerinde eziklik ve hakaret duyguları kabarıyordu. Ben çok iyi hatırlıyorum o günlerde televizyon kanallarından biri gençlerin katılımıyla özgürlük adında bir program yapmıştı. Gençlerin çoğu neden saygı görmediklerini sorguluyorlardı. Dolayısıyla Arap yöneticilerin kayıtsız bir şekilde Batıya tabi olmaları bugün bölgede meydana gelen hareketlerin oluşmasında önemli bir amildi. İslam ülkelerindeki gençler özgürlük peşindeydiler ve Amerika’ya bağlı ve esir olmaktan kurtulmak istiyorlardı.
Bu değişimlerde etkili olan bir diğer amil de Filistin meselesi idi. İsrail Gazze’ye saldırdığında Arap yöneticilerin çoğu mazlum Gazze halkına yardım etmemekle kalmayıp bir de üstüne İsrail’e yardım ettiler. Bu hareketlerin oluşmasında etkili olan bir diğer etken de bölge yöneticilerinin İslami hareketlere reva gördükleri zulümler idi. Bunun en güzel örneği de 1966’da idam edilen Şehit Seyyid Kutub’tur. O, büyük bir ilmi şahsiyet ve Kur’an müfessiriydi. Seyyid Kutub’un “İstikbal İslam’ındır” adlı bir kitabı var. İran İslam Devrimi önderi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei bu kitabı Farsçaya tercüme etmiştir. Bugün bile Mısır’da, Tunus’ta, Fas’ta, Yemen’de ve diğer İslam ülkelerinde birçok evde ve hatta köylerde bile Seyyid Kutub’un kitaplarına rastlamak mümkündür. Ancak zalim Arap yöneticiler böylesi değerli bir âlimi –diğer etkili İslami şahsiyetler gibi- 60 yaşında şehit ettiler. Bütün bu meseleler üst üste yığıldığında halkın memnuniyetsizliğinden bir dağ oluştu ki nihayetinde bu devrimlerle sonuçlandı.
- Geçmişte Arap yöneticilerinin İslamcılara karşı takındıkları tavırlar göz önünde bulundurulduğu zaman içinde bulunduğumuz şartlarda İslamcıların durumu nasıl olacaktır?
”” Bugün bölgedeki değişimlerde asıl unsur kesinlikle İslamcılardır. Tabiî ki farklı grupların da İslamcılara benzeyen tutum ve işleri olmuştur. Batılılar laiklerden, milliyetçilerden ve solcu hareketlerden yararlanabileceklerini zannediyorlardı. Ancak bu olmadı. Her ne kadar bu gruplar İslamcı olmasa da İslam düşmanı da değildirler. Mısır’da “Kahrolsun Amerika” diyenler sadece Müslümanlar değildi. Hatta Hıristiyanlar bile “Kahrolsun Amerika” diyorlardı.
1952 Mısır, 1962 Yemen, 1968 Irak ve Tunus ile Cezayir devrimlerinden sonra işbaşına gelen yöneticiler İslami hareket önderlerini zindanlara attılar ve İslami olmayan bir sistem kurmak istediler. Örneğin Tunus’ta bir erkeğin yanında bulunan kadının ikinci eşi olduğunun sabit olması durumunda hapsedileceği ama yanında bulunan kadının eşi olmayıp da sevgilisi olduğu anlaşılması ve hatta zinaya duçar olmaları durumunda bile hiçbir suçlarının olmayacağına dair bir kanun onaylandı. Yani Tunus devleti halkının çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu bu ülkede açıkça İslami kanunları ayaklar altına alıyordu. Bu gibi kanunların yürürlükte ve bu türden devletlerin işbaşında olmasından ötürü bugün Mısır halkının çoğu, İslami hareketlere bilhassa Müslüman Kardeşlere oy vermektedir. Tunus’ta da aynı şey oldu. Raşid Gannuşi 20 yıl boyunca Tunus’un dışında yaşadı ve ülkesinde kendisine idam hükmü verilmişti. Ancak ülkesine döndüğü zaman milyonlarca insan tarafından karşılandı. Yemen’de de durum aynıdır ve İslami hareketler devrimi yönlendirmektedir.
Bölge Devrimlerini Hangi Olaylar Etkiledi? -1
Gençlerin İslami Uyanış Sürecindeki Rolü -1
Gençlerin İslami Uyanış Sürecindeki Rolü - 2
Gençlerin İslami Uyanış Sürecindeki Rolü - 3