Hz. Hasan Askeri (as.)'ın Şialarla İrtibatı (4)
Bir zamanlar Abbasiler ve uzun bir süre de İsmaililer buna benzer bir sistem uygulamışlardı. Şia, bu sistemi hayata geçirmek ve uygulamakla kendisine yönelen ye mevcudiyetini tehdit eden tehlikeleri kendinden uzaklaştırarak varlığını korudu. Ayrıca böyle bir dakik irtibat sistemini uygulamak sayesinde gerekli bilgi ve görüş bütün toplumlardaki şiilere kolayca iletiliyor vs onların bekasını garantiye alıyordu. Keşş ve Samerkant gibi yerler İmamların yaşadığı merkezlerden çok uzak olmalarına rağmen, şia alimlerinin büyük bir bölümü oradan yetişmiş ve faaliyete başlamışlardır. Belirtildiği gibi şiaların bu dağınıklığından kaynaklanan bazı sorunlar hidayetİmamlarının elçilerinin taşıdıkları çok faydalı mektupları ve zamanında müdahaleleri neticesinde çok iyi bir şekilde çözümleniyordu.
Bu dönemde mektup yoluyla irtibat çok yaygın olup haberleşmenin en gelişmiş şekli olarak nitelendiriliyordu. Gerçi emniyeti vb. açıdan bu mektuplardan bir eser kalmıyordu, ancak yine de elimizde bulunan bunca mektup, yazışma yoluyla irtibatın çok yaygın olduğunu göstermektedir.
Eb'ul Edyan şöyle diyor: Ben İmam Askeri (a.s.)'ın hizmetçisiydim. Benim işim İmam'ın mektuplarını birçok şehirlere götürmek idi. Son defasında İmam'ın bir mektubunu götürdüğümde İmam hasta idi. O hazret mektubu bana verip buyurdu: "Bunu Medain'e götür. On beş gün sonra döndüğünde beni gusül edilirken ve kefen giydirilirken göreceksin." Ben mektubu götürdüm, döndüğümde İmam'ın bana buyurmuş olduğu söz gerçekleşmişti.[1]
İmam'ın, mektupları götürüp getirmek için özel bir elçisi olduğu bu rivayetten anlaşılmaktadır.
Muhammed b. Hüseyn b. İbad şöyle diyor: Ebu Muhammed Hasan b. Ali Askeri (a.s.) 260 hicri yılının Rabiül evvel ayının sekizinde cuma gün tam 29 yaşında sabah namazı kılarken dünyadan göçtü. İmâm (a.s.) o gece Medine'ye gönderilecek birçok mektup yazmıştı.[2] İmam Askeri (a.s.)'ın Kum ve Abeh (Aveh) halkına yazmış olduğu mektup elimizde mevcuttur.[3] İbn-i Şehr Aşub'un yazdığına göre İmam Askerî (a.s.), Ali b. Hüseyin b. Babeveyh'e bir mektup yazmıştır. İbn-i Babeveyh'in 329 yılında öldüğünü nazara aldığımızda, bunun, çok zayıf bir ihtimal olduğu ortaya çıkar. "Ancak İbn-i Babeveyh, Hüseyn b. Revh vasıtasıyla İmam Zaman (a.s.)'la yazışma yoluyla irtibat kurmuştu.[4]
İmam ile dostları arasındaki irtibatın bir başka şekli de, şiaların bazı şahısları İmam'ın huzuruna göndermekle O hazretle direkt irtibatlarıydı. Cafer b. Şerif-i Cürcani'den şöyle nakledilmiştir:
Ben, bir yıl Allah'ın evini ziyarete müşerref oldum. Dostların benimle gönderdikleri malları İmam'a vermek için samirra'ya gidip O hazretin huzuruna vardım. Onları kime vermem gerektiğini sormadan İmam şöyle buyurdu: "Beraberinde getirdiklerini hadimim Mübarek'e teslim et."[5]
Başka bir rivayet de şöyledir: Âl-i Ebu Talib'den biri para kazanmak için Cebel bölgesine gitti. Halevan'da onu biri gördü ve ona sordu: "Nereden geliyorsun?". "Samirra'dân geliyorum." dedi. "Samirra'da filaninin evini tanıyor musun?" diye sordu. "Evet tanıyorum." dedi. "Hasan b. Ali'den bir haberin var mı?" diye sordu, ona. "Hayır, haberim yok." dedi. "Ne için gelmişsin?" dedi. "Para kazanmak için." cevabını verdi. "Beni Samirra'ya, Hasan b. Ali (a.s.)'ın yanına götürürsen, sana elli dinar veririm." dedi. O da parayı alıp onunla birlikte İmam Askeri (a.s.)'ın yanına geldi. O şahıs dört bin dinar İmam'a takdim etti.[6]
[1] Bihar'ul Envar, c: 50, s: 332, Kemal'üd-Din, c: 2, s: 149 dan'naklen.
[2] Bihar'ul Envar, c: 50, s: 332, Kemal'üd-Din, c: 2, s: 149 – 150 dan'naklen.
[3] Menakib, c: 4, s: 425. Bihar'ul Envar, c: 50, s: 317.
[4] Rical-i Necaşi, s: 184.
[5] Keşf'ul Gumime, c: 2, s: 427.
[6] Keşf'ul Gumime, c: 2, s: 426.
Hz. Hasan Askeri (as.)ın Şialarla İrtibatı (3)
Hz. Hasan Askeri (as.)ın Şialarla İrtibatı (2)
Hz. Hasan Askeri (as.)ın Şialarla İrtibatı (1)
Hz. Hasan Askeri (as.)ın İmameti (3)
Hz. Hasan Askeri (as.)ın İmameti (2)