Nehc’ül- Belağa’da Hitâbenin Rolü -3
Naimi Bestani şöyle diyor:
“Ali (a.s) sadece savaş meydanlarının kahramanı, kalp sefası, ruh temizliği ve gerçek iman sâhibi bir kimse değildi; o, aynı zamanda mucizemsi bir beyan üslubuna da sâhipti.”
Evet, bizzat söz üstatlarının da itiraf ettiği üzere, Hz. Ali (a.s) harikulade ve mucizevi bir beyana sâhipti. Salebi’nin “Yetimet’ud-Dehr” adlı kitabında, Kureyş’in en büyük şairlerinden saydığı Seyyid Razi bile, İmam (a.s)’ın edebi ufkunun önünde boyun eğmek zorunda kalmıştır. O, Hz. Ali (a.s)’ın şu sözü: “Hak ve bâtıl; her ikisinin de ehli vardır. O halde eğer bâtıl hükümet ederse, (ilginç değildir; zira) eskide de böyle olmuştur. Hak da azalırsa çoğalması umulur. Ama bir şey giderse, dönüşü nadir olur.”[2] karşısında şöyle demektedir: “Bu kısacık sözde o kadar incelikler ve o kadar güzellikler vardır ki, hiç bir dil onu beyan edemez, hiç bir insan bu yüksek dağın zirvesine tırmanamaz ve hiçbir dalgıç onun derinliğine dalamaz.”
Bir başka yerde Ali (a.s) şöyle buyurmuştur:
“Sonuç (kıyamet) önünüzde; sizi sevk eden/süren (ölüm) de ardınızdadır.Yükünüzü hafifletin ki, kavuşasınız. Çünkü ilk gideniniz son gelecek kişiniz için bekletilmektedir.”[3]
Seyyid Razi bu söz hakkında da şöyle diyor: “Bu söz de münezzeh olan Allah’ın ve Resulullah’ın sözünden sonra hangi sözle mukayese edilirse edilsin üstün gelecek ve öne geçecek bir sözdür.”
İmam’ın sözü ve belagatı karşısında böylesine huzu ve tevazu gösteren kimse, Seyyid Razi gibi bir şahsiyettir. Razi’yi tanımak istiyorsanız, Peygamber (s.a.a)’in kısa sözleri hakkında “el-Mecazat’un Nebeviyye” adlı eserine bakmanız gerekir. Böylece onun kim olduğunu ve ne kadar büyük söz ve hitâbe gücüne sâhip olduğunu görürsünüz. İşte Seyyid Razi Hz. Ali (a.s)’ın sözlerine gelince, acizliğini ve kusurunu itiraf etmekte, tevazu göstermektedir. Hitâbede söylediğim gibi insan büyülenmelidir. Bunu bizzat Peygamber buyurmuştur. Arapların önde gelenlerinden bir kaç kişi, Peygamberin huzuruna gelirler. Peygamber (s.a.a) gelenlerden biri olan Amr b. Ehtem’den, Zeberkan adlı şahsı sorar. Amr onun hakkında bir iki yüce kelime söyler. O şahıs itiraz edip, “Ya Resulullah, benim hakkımda ihmalkârlık etti. Hasletlerim bundan daha fazladır.” deyince o şahıs, bu defa onun aleyhine bir kaç cümle beyan eder. Bunun üzerine Peygamber (s.a.a) şöyle buyurur: “Şüphesiz ki beyan da bir tür büyüdür.”
[2] Nehc’ul-Belağa 16. Hutbe
[3] Nehc’ül- Belağa 21. Hutbe
Nehc’ül- Belağa’da Hitâbenin Rolü -2
Nehc’ül- Belağa’da Hitâbenin Rolü -1
Nehcül Belâğanın Konuları
Nehcul Belağanın Lafızlarına İstinad Edilebilir mi?
İnsan ve Adalet (Necül-Belaga)