FARS DİLİ -2
Üçüncü sebep de şiir dilinin şairin kendi düşüncelerini ve mazmunlarını beyan etme noktasında ve kafiyeleri bulma noktasında daha çok kelimeye ihtiyacı olduğu konusudur. Bu da ister istemez kendi kendine birçok Arapça kelimenin kullanılmasını zorunlu kıl¬maktaydı. Bu yolla da birçok gereksiz Arapça müfredat ve mürekkebat Fars diline girmiş oldu.
Dördüncü sebep, bu dönemin yazarlarının ve risalecilerinin Arap dili risalecilerini taklit etmeleri sonucu, kavram ve ibarelerinin bir bölümü doğ¬rudan doğruya Fars diline girmiş oldu ve beraberinde birçok Arapça kelimeyi getirdi.
Bu durumun beşinci sebebi de, İran’da İslâm’ın üzerinden zaman geçtikçe onun etkisi ve sonuçta ona bağlı şeylerin etkisi, -ki Arap dili onlardan biridir- İran’da daha fazla oldu. Bu etki, sadece kelime-leri kullanmakla kalınmadı, Arap dilbilgisi kurallarından yararlanmayı da beraberinde getirdi. Cem’-i Sâlim ve mükesser-i Arabî gibi vezinlerin Farsça’da kullanılması gibi. Ancak bu, Farsça dilbilgisi ku-rallarına aykırıdır. Hala da tüm bu yanlışlıkları kullanmaktayız. Ya da birçok sıfat ve bunun benzeri kelimelerin sonuna getirilen müenneslik işareti gibi.
Bu sebepler sonucunda V/XI. ve VI/XII. yüzyıl Fars dilinde Arapça birçok gereksiz kimi zaman da alışılmadık kelime, terkip ve tabirler yer almaya başladı ve yavaş yavaş Fars dilini, IV/X. yüzyılda ve V/XI. yüzyıl başlarındaki şairlerin ve yazarların eserlerinde var olan yapıdan çıkardı. Fars dilinde yeni bir lehçe meydana getirdi. Bu lehçe, VI/XII. yüzyılın ikinci yarısındaki şairlerin şiirlerinde ve bu dönemin ve VII/XIII. yüzyıl başlarındaki ve sonraki yüzyıllardaki yazarlarının Munşeâtlarında gördü-ğümüz lehçedir. Zira bu lehçe ile IV/X. Yüzyıl ile V/XI. yüzyıl başlarındaki Fars lehçesiyle aralarında çok büyük bir farklılık görülmektedir.
3- Fars dilinin Türk diliyle karışması. Önceki bölümlerde de gördüğümüz gibi, V/XI. ve VI/XII. yüzyıllar Orta Asya’daki sarı ırka mensup Türklerin İran’da egemenlik kurdukları, etki ettikleri ve gir-dikleri dönemdir. Bu etki, sarı ırka mensup kabile ve aşiretlerinin toplu olarak İran’ın içlerine göç etmeleri ve çeşitli bölgelere yerleşmeleri şeklinde olmuştur. V/XI. yüzyıl başlarında Mâverâunnehir’de, Horâsân’ın kuzeyinde, Rey, İsfahân ve Âzerbaycan etrafında buralara yerleşmeyi seçmiş olan çeşitli Türkmen boylarının isimleriyle karşılaşıyoruz. Bu durum, bu Türk boylarının nüfuzunun, buralara gelişlerinin ve egemenlik kurmalarının ilk dönemleridir. Kaldı ki sarı ırkın Oğuz Karluk, Kara Hıtay ve benzerlerinin toplu olarak göç ettikleri VI/XII. yüzyıl ve sonrasında daha güçlü bir hal aldı. Mâverâunnehir ve İran’ı mesken tuttular.
Türk boylarının İran’a egemen olmaları ve burada devlet kurmalarının sonuçlarından birisi, onların askerî, toplumsal ve idarî kavramlarının yaygınlaşması, Türkçe lehçenin kimi müfredatlarının revaç bulması ve Türk isimlerinin bu topraklarda yaygınlık kazanmasıdır. Şayet içinde Türkçe kelimelerin kullanıldığı ve bu dönemin şair ve yazarlarına ait olan beyitleri, cümleleri ve ibareleri aktarmak isteyecek olursak söz uzayacaktır.
FARS DİLİ -1
FARS EDEBİYATININ GELİŞİMİ
Farsça Şiir Üslubu -1
FARS ŞİİRİ ÖZELLİKLERİ-1
Farsçayı ihmal etmeyelim -2