Tanınmış Simalar (2)
Hakanî-yi Şervanî
Doğum tarihi : M. 1141
Ölüm tarihi : M. 1216
Nesturî bir anne ve müslüman bir babadan olan Efdaluddin İbrahim bin Ali Bedîl Hakanî-yi Şervanî, 1141 yılında Şervan şehrinde dünyaya geldi. Babası marangozdu ancak tabip ve filozof olan Kafiyuddin Ömer bin Osman adlı amcasının yanında okumaya başladı ve her zaman onun himayesi altında oldu. Çok geçmeden dönemin bilim ve edebiyat sahalarında zirveye ulaşmayı başardı ve özellikle şiir sahasında fevkalade bir yetkinlik kazandı. Bu tükenmez yetkinlik sayesinde sanat ve şiir eserleri yaratan Hakanî Lisanu'l-Acem (Acemin dili) lakabını aldı. Amcasının vefatının ardından Ebu'l-Alâ Gencevî’nin hizmetinde bulundu. Gencevî kızını onunla evlendirdikten sonra Hakanî mahlasını ona önerir ve Şervanî bu tarihten sonra şiirlerinde Hakanî olarak tanınır. Kısa süre sonra onunla üstadأ½ arasında ihtilaf çıkar ve üstadını hiciv eder. Bir çok ülkeyi gezen Hakanî iki kez Kâbe'yi ziyaret etmiş ve bu esnada çok güzel kasideler yazmıştır. Bu gezilerin bir seferinde Meda’in şehrini ziyaret etmiştir. 1190 yılında bilinmeyen bir nedenle hapise düşer ve 8 ay Rey zindanında tutulur. Hapis günlerinde yazdığı kasideleri son derece acı vericidir. Reşiduddin-i Vatvat, Cemaluddin-i İsfehanî, Muciruddin-i Bilganî, Felekî-yi Şervanî, Esiruddin-i Ahtikesi ve Nizamî-yi Gencevî onunla aynı asırda yaşayan ünlü şairlerdendirler ve onunla aralarında yazışmalar olmuştur.
Hakanî 1216 yılında Tebriz’de vefat etti ve mezarı bu şehirde bulunan Makberetu'ş-Şuarâ mezarlığında bulunmaktadır.
Eserleri : Dîvan-ı Eş’ar , Tuhfetu'l-Irakayn , Munşeât , Hatmu'l-Garâib
Ebû Saîd Ebu'l-Hayr
Doğum tarihi : M. 978
Ölüm tarihi : M. 1061
Eş’arî bir arif ve sûfî olan Ebû Saîd Ebu'l-Hayr, Fadlullah İbn-i Ahmed İbn-i Muhammed İbrahim 978 yılında Kuzey Horasan’ın Mihene kasabasında doğdu. Kuran okumayı ve Arab Dili ve Edebiyatını doğduğu kasabada öğrendikten sonra öğrenimini devam ettirmek amacıyla gittiği Merv'de Ebû Abdullah Hızrî'nin yanında bir süre beş mezheb fıkhını okudu. Hızrî'nin vefatından sonra beş yıl daha Ebû Bekir Gaffal, Ebû Ali Sencî, Nasır Mervezî ve Ebû Muhammed Cuveynî gibi büyük alimlerin yanında fıkıh okudu. Buradan Serahs'a döndü ve Ebu'l-Fadl Hasan-i Serahsî'nin dergahına gitti. Ebu'l-Fadl'ın vefatından sonra Taberistan eyaletine bağlı Amul şehrinde bulunan Ebu'l-Abbas Gassâb-ı Amulî'nin dergahına katılarak bir yıl boyunca tehzib-i nefs ile meşgul oldu. Ebû Saîd tefsir ilmi başta olmak üzere, fıkıh, hadis ve usul gibi bir çok İslâmî bilimlere hakim olmakla birlikte keramet sahibi olduğu söylenir. Kendisine nisbet edilen bir çok şiirler vardır ki Rubâiyyât adlı bir kitapta toplanmıştır ancak, bunlardan ona ait olduğu kesin olarak bilinen iki rubâî (dörtlük) ve sadece bir beyit şiir vardır. Onun şiire olan ilgisi ve söylediği bir kaç beyit şiir, bu yanlışlığa sebep olmuş olsa gerektir. Ebû Saîd M.1061 senesinde, doğmuş olduğu Mihene şehrinde vefat etti ve cenazesi aynı şehirde toprağa verildi.
Eserlerinden bazıları : Kırk Makam, Esraru't-Tevhid, Konuşmaları, İbn-i Sîna ile yazışmalar
Tanınmış Simalar (1)
ŞAİR AVFİ -2
Şair Menüçihri -2
Suhreverdi’nin Hayatı ve Eserleri -5
HAYYAM -3