Ayetullah Burucerdî ve Rıza Şah
Hicrî Şemsî 1324 yılında Kum'a gelen Ayetullah Burucerdî, Kum İlim Havzasının önderliğini bu tarihte ele aldı ve bu kutsal görevi, vefat yılı olan H. Ş. 1340 yılına kadar devam ettirdi. Bu zaman içerisinde Kum İlim Havzası tamamen bağımsız idi. Havza, Muhammed Rıza Şah hükümetiyle asla barışık olmadı.
Bu konuda şöyle yazılıdır: "Muhammed Rıza Pehlevî, Hindistan gezisinden döndükten sonra, Ayetullah Burucerdî'yi ziyaret etmek amacıyla Kum kentine geldi. Ancak Ayetullah Burucerdî, onunla Hz. Mâsume'nin hareminde görüşmeyi kabul etmedi. Bu konuda diretenler olduysa da Ayetullah Burucerdî hiçbirini kabul etmeyerek şöyle söyledi: Ben, Hindistan'da hanımını çıplak olarak file bindiren, gayrimüslimlerin arasında dolaştırarak Müslümanların onurunu zedeleyen biriyle nasıl görüşebilirim?"
Şah, bazı kanunları kendi arzusuna göre değiştirmek istiyordu. Ancak, bununla birlikte Ayetullah Burucerdî'yi yıkılmaz bir kale olarak görüyordu. Bu yüzden ülkenin başbakanını Ayetullah Burucerdî'yi ikna etmesi için Kum'a gönderdi.
Başbakan, Şah adına Ayetullah Burucerdî'ye bu kanunların komşu ülkelerde uygulandığını, dolayısıyla kendilerinin de bunu uygulamaları gerektiğini söyledi.
Bunun üzerine Ayetullah Burucerdî, başbakana şöyle cevap verdi: "Şah'a söyleyin, sözünü ettiği komşu ülkelerde 'şahlık', cumhuriyete dönüşmüştür." (Yani, kanunları değiştirmek istiyorsan önce cumhuriyeti ilan etmelisin, diyordu.)
Başbakan, Ayetullah Burucerdî'nin bu sözü karşısında konuşacak bir şey bulamadı. Çünkü bu söz, Rıza Şah'ın saltanatını sarsacak nitelikte büyük ve küçümsenmeyecek bir sözdü. Ayetullah Burucerdî yaşadığı sürece Şah, kendi başına kanun koyamadı.[1]
Diğer bir rivayete göre, Ayetullah Burucerdî, Şah'ı ülkeyi terk edeceği konusunda uyarmış ve "Eğer dilediğini yaparsan ülkeyi terk eder, giderim" demişti. Bu haber Şah'a ulaştığında tedirgin oldu. Ayetullah Burucerdî'nin ülkeyi terk etmesi, iç ayaklanma anlamına gelirdi. Bunu çok iyi bildiği için, kadın erkek eşitliğinin istismarı fikrinden vazgeçti.[2]
Ayetullah Burucerdî'nin Şah'a karşı ilgisizliği ve metaneti öyle bir hadde gelmişti ki Şah, Ayetullah Burucerdî'nin varlığını görmezden gelemiyordu.
Şah, eşi Süreyya ile Huzistan'dan trenle dönerken Kum kentine geldi. Hanımını trende bırakıp kendisi faytonla Kum'un caddelerinden geçerek Hz. Mâsume'nin türbesine vardı. Harem'de Ayetullah Burucerdî'yle görüşmeyi umuyordu. O günlerde üniversite öğrencileri, Şah'ın eşinin Avrupa'da erkeklerle aynı havuzda çektirdiği fotoğrafları Ayetullah Burucerdî'ye göndermişlerdi. Şah, Harem'in görevlilerine "Ayetullah Burucerdî burada mı?" diye sordu. Görevliler de onun Harem'de olmadığını, Kum'un dışına çıktığını söylediler.
Bu durumdan rahatsızlık duyan Şah, ziyaretini yarıda keserek geri döndü. Bu olaydan sonra bir daha asla Ayetullah Burucerdî ile arasında bir görüşme olmadı.[3]
[1]- Pendhâî ez Reftâr-ı Ulema-i İslâm, s.21-22.
[2]- Pendhâî ez Reftâr-ı Ulema-i İslâm, s.22.
[3]- Zindigi-i Zaim-i Bozorg-i Âlem-i Teşeyyü Ayetullah Burucerdî'den naklen, s.410, 411.
Ayetullah Bafikî - Ayetullah Hâirî ve Rıza Han
İslam İnkilabının Dostları (3)
İnkılâbımız İhraç Oldu Bile! (2)
İslamın Işığı İranda
İslam İnkılabı ve Mekke Hadisesi