AYETULLAH BAHAUDDİN (R.A) -3
Ayetullah Bahauddin (r.a) kadirşinas biriydi. İmam Humeynî'yi (r.a) devamlı methederdi ve çeşitli münasebetlerde sıkça anardı.
Vaktiyle yanında şiir ve şairlerden söz açılınca (r.a) şöyle dedi:
"Ehlibeyt (a.s) hakkında, özellikle de İmam Ali (Aleyhisselam) methinde birçok şiir dinledim, fakat hiç biri Şehriyar'ın şiiri kadar beni etkilemedi ve bu şiirinden dolayı ona dua ettim ve Allah'tan onun berzah âleminin sıkıntısını gidermesini talep ettim ve duamın kabul olduğunu gördüm."
Samimi dostlarıyla bir arada olduğu bir gün şöyle dedi: "Sağlık durumum iyi değildi. Ailem sağlığıma kavuşmam için 70 fatiha hatmetti. Hatim bittiğinde kendimi iyi hissettim ve halim düzeldi.
Biz defalarca tecrübeyle gördük ki Allah'tan başka hiç kimse hiç bir şey yapamaz, hastalığım ve evde oturmam benim hayrımadır. Tedavim için defalarca doktorlar getirdiler, ancak zahmetten başka hiç bir faydasını görmedim, Allah'tan başka hiç kimse bir şey yapamaz."
Ayetullah Bahauddin (r.a) üstatlarını çok sever ve onları saygıyla anardı. Bazen Merhum Bafî'nin (r.a) maneviyatını ve öğrencilerine olan şefkatini anlatırdı. Yanında Merhum Şeyh Abdülkerim Hairî'nin (r.a) ismi zikredildiğinde onu edeple över ve saygıyla yâd ederdi.
Ayetullah Behcet, Ayetullah Hansarî (r.a) ve Ayetullah Sadr (r.a) gibi ilimler havzasının büyük şahsiyetlerini sıkça anardı ve Ayetullah Hansarî'den (r.a) söz açılınca ondan 25 yaşındayken içtihat izni aldığını söyler ve rahmetle anardı.
AYETULLAH BAHAUDDİN'İN (R.A) İBADET VE MÜNACATI
Büyük arif Ayetullah Bahauddin'in (r.a) maneviyat, ibadet ve münacat dolu bir hayatı vardı. Bu güzel alışkanlıklarını gençlik ve talebeliğinin ilk başlarında adet edinmişti. İbadet ve münacatlarının kendisine çok şeyler kazandırdığını söylerdi. Kendisi bunu şöyle anlatır:
"İlk olarak büyük âlimlerin ruhları bana geldiklerinde oruç tutmanın zorluklarına tahammül ederdim, hatta İmam Humeynî (r.a) gibi büyükler bana oruç tutmamamı tavsiye ederlerdi. Fakat ibadete olan aşkım buna engel oluyordu. Gece ibadetlerine özel bir alaka duyuyordum, öyle ki tatlı uyku onun yanında bana acı gelirdi. Bu aşk öyle bir hadde varmıştı ki yorgun olduğum geceler bile birileri beni gece namazına kaldırıyordu. Hiç unutmadığım bir anım var; 1356 yılında ağır bir hastalığa yakalanmıştım, son derece halsizdim. Bu yüzden iyileşene kadar gece namazını terk etmeye niyetlendim. Aynı gece İmam Humeynî'yi (r.a) rüyamda gördüm, bana şöyle diyordu: Kalk, gece namazı kıl. Bu rüyadan sonra gece uyandım ve namazımı kıldım."
SIRLAR MAHREMİ
Takva, basiret ve iman, insanı varlıkların esrarına vakıf etmektedir. İnsanı öyle yüce makamlara ulaştırıyor ki artık mahlûkatın zikir ve münacatlarının mahremi olur.
Ayetullah Bahauddini'de (r.a) bu makamlara ulaşmış seçkin ariflerden biriydi. Nefs-i emmaresini ayaklar altına alarak mahlûkatın zikir seslerini duymaktaydı.
AYETULLAH BAHAUDDİN (R.A) -2
AYETULLAH BAHAUDDİN (R.A) -1
Seyit Ahmet Bin Tâvûs
ŞEYH SADUK
AHMED BİN ALİ NECAŞÎ