İbni Sina’da Teorik ve Pratik Akıl
Filozofların ele aldığı konulardan biri de teorik ve pratik akıldır. Konuyu ele alan filozoflar teorik ve pratik aklın farklılıklarına neden olan farklı boyutları ele almış ve bunu sınıflandırmışlardır.
Bu iki aklın konu ve taalukları, hedef ve neticeleri ile fiil ve işlevleri dünyanın farklı ülkelerinde yaşayan düşünürleri konu hakkında düşünmeye sevk etmiştir. Ancak bu hususta önemli olan mesele pratik ve teorik hikmet ile pratik ve teorik akıl arasındaki farklardır.
Başka bir ifade ile acaba teorik ve pratik hikmet teorik ve pratik aklın algıları mıdır? Yoksa bunlar birbirlerinden ayrı mıdırlar? Aristo, Farabi, Tusi ve Allame Tabatabai gibi filozoflar bazen birbirine benzeyen ve bazen de birbirilerinden çok farklı olan görüşler öne sürmüşlerdir ki biz burada sadece İbni Sina’nın görüşlerini çok kısa bir şekilde açıklamaya çalışacağız.
İbni Sina Müslüman filozoflar arasında ilk defa bu düşünceleri dillendiren kişidir. İbni Sina’ya göre teorik akıl tümellerin algılayıcısıdır. Pratik akıl ise insanın özgür fiilleri ile ilgili tikellerin algılayıcısıdır. Dolayısıyla her ikisi de algılayıcıdır. Biri tümelleri algılarken diğeri de tikelleri algılamaktadır. Tabiî pratik akıl tikelleri algılamak istediğinde veya algıladığında teorik akıldan yardım alır ve bundan istifade eder.
İbni Sina teorik ve pratik akılların hedef ve gayeleri açısından da fark gözetmektedir. Yani biri yukarıya bakarken diğeri de aşağıya bakmakta ve bedenin idaresiyle uğraşmaktadır. Teorik aklın doğruluk ve yanlışlığı algıladığı, pratik aklın ise iyiliği ve kötülüğü algıladığı keza teorik aklın vacip, mümteni ve mümkünü algıladığı pratik aklın ise çirkin, güzel ve mübahı algıladığı söylenmiştir. Teorik aklın mebnası apriori bilgidir pratik aklın mebnası ise meşhurlar, makullar ve zanlardır.
İbni Sina bazı yerlerde pratik aklın işleyen ve hareket eden bir yeti olduğunu söylemektedir. Tabii bu, algıyı ondan olumsuzlaştırdığı anlamında değildir. Bilakis işleyen yetiden kastı işin öncülleri olduğu için bu yönüyle işlev yetisi olarak adlandırılmaktadır. Dolayısıyla İbni Sina’nin beyanları arasında açıklanmaya ihtiyaç duyacak bir paradoks ve tezat yoktur.
İbni Sina pratik akıl için üç itibar ve nispet dillendirmektedir. Bunlardan birincisi hayvansal kuvveye nispeti, ikincisi vahime kuvvesine nispeti ve üçüncüsü ise kendisine olan nispetidir. Utanma, haya, gülme ve ağlama haletlerini birinci itibara, istinbat ve tedbiri ikinci itibara zulüm kötüdür gibi düşüncelerin oluşumunu da üçüncü itibara nispet vermektedir. O beyanının devamında pratik aklın teorik aklın hizmetçisi olduğunu söylemektedir.
İbni Sina teorik ve pratik hikmetin teorik ve pratik akılın sınıflandırmasından farklı bilmektedir. Zira ona göre hikmet tümel hakkındaki bilgidir. Yani pratik hikmet amellerle ilgili tümel algıdır. Teorik hikmet ise fiiller dışındaki algı ile ilgilidir. O hikmetin iki ıstılahının olduğuna inanmaktadır. Birinci ıstılahta hikmet; iffet ve şecaat ile birlikte olan ahlaki fazilettir ki bunların toplamına da adalet denilmektedir. Diğer ıstılahta ise hikmet; teorik ve pratik hikmet diye sınıflandırılan tümel konular hakkındaki bilgidir.
Velhasıl hikmet felsefeye eşit olup tümel kaideler, tümel algılar ve tümeller hakkındaki bilgidir. Teorik ve pratik hikmet sınıflandırması tümel aklın algılarındandır. Pratik akıl ise sadece fiillerle ilgili tikeller algısıdır.
Taqrib
Akıl Gücü ve İbadet
Akıl nedir?
AKIL VE DİN İLİŞKİSİ