Çocuklara Saygı Göstermek -1
Çocuk da bir insandır ve her insan kendi şahsiyetine ilgi duymaktadır. Kadir-kıymetinin bilinmesini, kişiliğine saygı duyulmasını ister. Büyüklerin kendine saygı göstermelerini kendi kişiliğinin, büyüklüğünün ve kadrinin bilinmesinin belirtisi olarak kabul eder.
Çocuklarının kişiliklerine ilgi duyan anne ve babalar sürekli onlara saygı göstermeli ve onlara kişilik vermelidirler. Çocuğa saygı göstermek, çocuğun kişiliğini eğitmenin önemli etkenlerinden birisi sayılmaktadır.
Kendisine saygı duyulan, kişilik verilen çocuk şahsiyetli ve kişilikli yetişir ve kendi şahsiyetini korumak için çirkin işlerden sakınır. Kendisine daha fazla ve daha iyi saygı duyulması için iyi işler yaparak şahsiyetini diğerlerinin gözünde daha yüceltmek ve daha bir mükemmelleştirmek ister.
Anne ve babasının saygı duyduğu çocuk onların hareketlerini taklit eder, diğerlerine, anne ve babasına saygı gösterir. Çocuk, kendi şahsiyetine ilgi duyan, hakaret ve küçümsenmeden nefret eden küçük bir insandır.
Anne ve baba, çocuğa hakaret eder, onu küçümserlerse onlara karşı kin besler, er-geç onlara karşı isyan ederek intikam alır. Ne yazık ki, sayıları az olmayan cahil anne ve babalar, çocuğa saygı duymanın, onu eğitmekle ve kendi babalıklarıyla uyuşmadığını sanmaktalar. Böyle insanlar derler ki: "Çocuğa saygı gösterirsek şımarır ve bize karşı saygısızlık eder." Çocuğa saygı ve ilgi göstermemeyi bir nevi terbiye sanırlar ve böylece onların şahsiyetlerini yıkıp şahsiyetsizlik ve alçaklığı onlara aşılarlar.
Oysa bu metot, eğitim adına yapılan büyük hatalardan biridir. Çocuklara saygı, anne ve babayı çocuğun gözünde düşürmeyecek, aksine, onlarda kişilik ve yücelik ruhunu e-ğitecek.
Çocuk o küçüklüğüne rağmen anne ve babasının onu bir insan bildiklerini, kendisine değer ve kişilik verdiklerini anlar. Dolayısıyla, kişiliğinin saygınlığının korun-ması için toplumun sevmediği işlerden sakınmaya çalışır.
Ne yazık ki toplumumuz, çocuklara gerektiği kadar saygı duymamaktadır. Örneğin: Misafirliklerde, genelde çocuklar anne ve babaların asalaklarıdır; resmen davet edilmezler. Onların yeri aşağıda ve kapının eşiğindedir. On-lar için özel tabak, çatal, bıçak ayrılmaz.
Giriş ve çıkışlarda hiç kimse onlara saygı göstermez. Arabalarda özel sandalyeleri olmaz; ya ayakta durmaları gerekiyor veya anne ve babalarının kucağında oturmak zorundadırlar. Bir toplulukta konuşma hakları yoktur; konuşsalar bile hiç kimse sözlerine önem vermez. İsimleriyle çağırılırlar.
Görüşme ve konuşmalarda onlara karşı saygılı davranılmaz. Onlara selam verilmez, teşekkür edilmez, Allah'a ısmarladık söylenmez. Hiç kimse onların isteklerine önem vermez ve ev işlerinde görüşleri alınmaz. Hafif ve hor görülen işleri onlar yapmak zorundadır ve ...