İslam Dünyasında Ekonomik Sorunlar -1
Günümüz İslam dünyasındaki ekonomik sorunların en önemli sebeplerinden biri ekonomi alanda dışa bağımlılığın yüksek düzeyde olmasıdır.
İslam coğrafyasında yer alan ülkelerin tamamı geri kalmış veya gelişmekte olan ülkeler kategorisine sokulan türdendir. İslam ülkelerinin tamamının bu kategoride olmasının sebebi elbette ki İslam coğrafyasının tabii yapısından değil yönetimlerin yanlış politikalarından kaynaklanmaktadır. Ancak bu yanlış politikaların çoğunlukla çağımızdaki global yapılanmanın kontrolünde geliştiğini de unutmamak gerekir. Zaten yanlış politikaların sadece belli bir bölgeye has değil de tüm İslam coğrafyasında yaygın olması bunu göstermektedir. Bu itibarla İslam aleminin ekonomik yönden geri kalmışlığı üzerinde fikir yürütebilmek için, sömürgeciliğin modern yüzü diyebileceğimiz ABD ve Batı merkezli globalleşmenin temel felsefesini ve bu felsefeye dayalı olarak yürütülen İslam ülkelerine yönelik ekonomik politikaları tanımaya ihtiyaç var. Biz de bu ayki yazımızda bu konu üzerinde durmak istiyoruz.
İslam coğrafyası üzerinde siyasi ve ekonomik sultalarını sürdüren güçlerin İslam dünyasındaki parçalanmışlığın aynen sürmesini istemelerine hatta yeni yeni bölünmelere sebep olmak için etnik farklılıkları kullanmalarına rağmen kendi aralarında global bir yapılanmaya gitmek için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Fakat mevcut globalleşmeler aslında geçmişteki sömürgeci anlayışın bir devamıdır. Doğrudan sömürgecilik döneminde sömürgeci ülkeler sömürgeleştirdikleri toprakların bütün ulusal servetlerini sorumsuzca alıp kendi topraklarına taşıyorlardı. Dolaylı sömürgecilik dönemine geçilince bu kez o ulusal servetler için belli bir ücret ödenmeye başlandı. Bu arada sözde bağımsız hâle getirilen ülkelerin başlarına da sömürgeci ülkelerle kolayca anlaşabilecek yönetimler geçti. Bu yönetimler ülkelerinin ulusal servetlerini bizzat kendi insanlarını çalıştırarak çıkarıp, doğrudan sömürgecilik döneminde ekonomik yönden belli bir mesafe katetmiş ülkelere sembolik diyebileceğimiz birtakım ücretlerle hammadde olarak satmaya başladılar. İşte petrol, tarım ürünleri, madenler, orman ürünleri gibi birçok doğal ürün bu şekilde zengin ülkelere satıldı. Bu yolla zengin ülkeler sadece o ürünleri çıkarmanın işçilik ve nakliye işlemlerini bağımsızlaştırılan ülkelerin yönetimlerine devretmiş oldular. Bu işi kendileri yapsalardı aynı ücreti belki biraz daha fazlasını görevlendirdikleri işçilere vermek zorunda kalacaklardı. Ama bağımsız ve ulusal (!) yönetimler kendi insanlarını daha ucuza çalıştırarak zengin ülkelerin ihtiyaç duydukları hammaddeleri onların tasavvur ettiklerinden de ucuza mal etmeyi başarabildiler. Bu yüzdendir ki bugün gelişmiş ülkelerde kişi başına düşen milli gelir 10 bin doların altına düşmezken, Afrika ülkelerinin çoğunda 300”²le 600 dolar arasındadır; orta derecedeki bazı Asya ülkelerinde ise ancak iki bin doları bulmaktadır.
Günümüz İslam dünyasındaki ekonomik sorunların en önemli sebeplerinden biri ekonomi alanda dışa bağımlılığın yüksek düzeyde olmasıdır. Gerçi çağımızda bütün ülkeler, ekonomik alanda belli bir düzeyde dışa bağımlı durumdadırlar. Çünkü herhangi bir ülkenin ihtiyaçlarının tümünün kendi kaynaklarıyla karşılanması mümkün değildir. Ancak İslam ülkelerinin dışa bağımlılıkları oldukça yüksek düzeylerde seyretmektedir. Bu bağımlılıkların temel sebeplerinden biri iç kaynakların gereği gibi değerlendirilmemesi veya hoyratça israf edilmesi ve dış desteklere aşırı derecede güvenilmesidir.
İslamın Ekonomik Düzeni-1
İslamın Ekonomik Düzeni-2
İslamın Ekonomik Düzeni-3
İslamın Ekonomik Düzeni-4
İslamın Ekonomik Düzeni-5