FİRDEVSİ -4
İşte bu esnada Mahmûd’un propagandacıları, Tus’un bu Dihkanlar sınıfındaki büyük insanının ününden yararlanmayı düşündüler ve onu, Mahmûd’un adını ve sanını yaymak için şairlere verdiği hediye ve bağışlarından ümitlendirip o zamana dek hiç kimsenin adına olmayan Şâhnâme’sini kendi adına yazmasına razı ettiler. O da bunu kabul etti. Böylece tarihin asla unutulamayacak zulümlerinden biri de uygulanmış oldu.
Firdevsî, yine Şâhnâme’yi yeniden gözden geçirip düzenleyerek son şeklini verdi ve yeni söylenmiş olan hikayeleri ve Gazneli Mahmûd ile ilgili çeşitli övgü bölümlerini de ona ekleyerek Şâhnâme’nin ikinci nüshasını 400-401/1009-1010 yıllarında Mahmûd sarayına sunmaya hazır bir hale getirdi. Firdevsî, bu hatayı işlemekle görmesi gerekeni de gördü.
Mahmûd ile İhtilafa Düşmesi ve Gazne’den Kaçış: Şâhnâme bittikten sonra Nizâmî-yi Arûzî’nin söylediğine göre, Ali-yi Deylemî, onu yedi cilt halinde yazdı, Firdevsî de onu Tus’tan Gazne’ye götürüp Mahmûd’a takdim etti. Ancak beklediğinin aksine Gazne padişahının teveccüh ve sevgisini alamadı.
Çeşitli rivayetlere göre, Gazne padişahı, her bir beytine karşılık kendisine bir dinar vereceğini taahhüt etmesine rağmen dinar yerine dirhem verdi. Bu davranış da Tuslu asîl dihkanının kızgınlığına yol açtı. Nitekim aynı rivayetlere göre, Mahmûd’un tüm dirhemlerini bir hamamcı ve bir meyhaneciye bağışladı! Firdevsî ile Mahmûd’un ihtilaf sebepleri çoktur. Bunların en önemlisi, her ikisinin siyasal, dinî ve ırk konularındaki görüş ayrılıklarıdır. Firdevsî, dönemin tüm asil İranlıları gibi, daha önce açıklamış olduğumuz ırk siyasetine inanmaktaydı. Buna ilave olarak, Firdevsî Şâhnâme’de defalarca Türklere saldırmış, Mahmûd ise bir Türktü ve onun tüm komutanları, korumaları ve ileri gelenleri Türklerden oluşmaktaydı.
O ve evlatları, sadece “Tacikler” ile Farsça konuşuyorlardı. Böyle olunca da tabii olarak Firdevsî’nin onun soy ve ecdadına karşı sövgülerine tahammül etmek kendisi için zordu. Hepsinden önemlisi de Firdevsî Şiî idi ve tüm Şiiler gibi dinî esaslarda Mutezileye yakındı. Onun felsefî meşrebi de Şâhnâme’nin kimi yerlerinde açıkça görülmektedir. Mahmûd’a gelince, o her Şiinin düşmanı, her Mutezilinin ve felsefe meşreblinin katili ve darağacına asıcısı idi. O, mutaassıp bir Sünnî ve katı düşünceli biri idi.
O, özgürlerin ve büyüklerin soyundan gelen Firdevsî gibi özgür düşünceli ve bağımsız kimselerle değil sadece kendi etrafında toplanmış olan kimselere ve Horâsân, Rey ve Hindistan’da onun katı kurallarını ve yaptırımlarını onaylayan ve uygulayan katı düşünceli kimselerle uyumluluk içindeydi. Kısacası Firdevsî, bir anda tekfir yaftasıyla ihtam edilip dinden çıktığı suçlamasıyla fillerin ayakları altında ezileceği tehdidiyle karşı karşıya geldi.
Ondan sonra ister istemez bela tuzağından kaçarak Gazne’den Herât’a gitti ve Şair Ezrakî’nin babası İsmail-i Verrâk’a sığındı.
FİRDEVSİ -1
FİRDEVSİ -2
FİRDEVSİ -3
Şehname
Farsça ve Fars edebiyatı