1-Fizze, Kuran ile Konuşan Kadın
Bu kıssa Hüzünler Evi adlı kitapta gelmiştir. O kitapta şöyle gelmiştir:
Ebulkasım Guşayri kitabında şöyle nakleder: “Hz. Zehra’nın (s.a) hizmetçisi Fizze hac kafilesinden geri kalmış ve yalnız başına ıssız çölde ne yapacağını şaşırmıştı.
Yine kervandan geri kalan Abdullah Mübarek adındaki şahıs olayı şöyle anlatıyor: “Çölde tek başına yalnız bir kadın gördüm. Ben deveye binmiştim, yanına yaklaştım ve ona sorular sordum. Sorduğum her soruya Kuran’ı Kerim’den ayetler okuyarak cevap veriyordu.
Ona kim olduğunu sordum. Kadın: “Şimdilik sen onlardan yüz çevir ve size selam olsun de. Yakında bilecekler!” dedi.
Abdullah: “Ona selam verdim ve burada ne yapıyorsun?” diye sordum.”
Kadın: “Allah kimi de hidayet ederse, artık onu saptıracak yoktur.” Ayetini okuyunca yolunu kaybettiğini anladım.
Abdullah: “İnsanlardan mısın yoksa cinlerden misin?” diye sordum.
Kadın:
“Ey Âdemoğulları, namaz kılacağınız her vakit, elbisenizi giyin, süslenin.” Ayetini okudu. Bu ayetten de onun bir insan olduğunu anladım.
Abdullah: “Nereden geliyorsun?” diye sordum.
Kadın: “Sanki onlara pek uzak bir yerden nida edilmede”
Bu ayeti okuyunca da uzak bir yerden geldiğini anladım.
Abdullah: “Peki nereye gidiyorsun?” diye ordum.”
Kadın:”İnsanlardan, oraya gitmeye gücü yetene, Allah için gidip o evi ziyaret ederek haccetmesi farzdır.” Ayetini okudu. Anladım ki hac ziyaretine gidiyor.
Abdullah:”Kafileden ne zaman geriye kaldın?” diye sordum.
Kadın: “Andolsun biz, gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları altı günde yarattık.”
Bu ayeti okyunca kafileden altı gün önce ayrı düştüğünü anladım.
Abdullah: “Yemeğe ihtiyacın var mı?” diye sordum.
Kadın: “Biz onları (peygamberleri), yemek yemez birer (cansız) ceset olarak yaratmadık.” Ayetini okuyunca aç olduğunu anladım.
Abdullah: “Acele et ve çabuk gel!” dedim
Kadın: “Allah her şahsı, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar.” Ayetini okudu. Yorgun olduğunu ve yürüyecek gücünün kalmadığını anladım.
Ümm-ü Selim
Hz. Fatıma (a.s)’ın Eğitiminden Bir Parıltı Ümmül-Benin
NESİBE
Ümm-ü Selim’in İbretli Öyküsü