Huneyn Savaşı -3
PEYGAMBER VE FEDAKAR BİR GRUP MÜSLÜMANIN MUKAVEMETİ
Vahşet ve karışıklık sebebiyle firara kalkışan Müslümanların hali Peygamber’i oldukça üzdü. Zira o, bir an bile geç kalacak olursa tarih mihverinin değişeceğini, beşer toplumunun yolunu şaşıracağını ve şirk ordusunun tevhid ordusuna galip geleceğini çok derinden ihsas ediyordu. Bundan dolayı merkebinin üzerinden yüksek bir sesle şöyle seslendi: “Ey Allah’ın dostları, Peygamber’in ensarı! ben Allah’ın kulu ve Resulüyüm.” Bu cümleyi söyledikten sonrada atını mahmuzlayarak savaş meydanlarına doğru “ki, Malik’in askerleri orayı kendilerine cirit yeri kılıp bir grubu öldürmüş diğer bir grubu da öldürüyorlardı.” Harakete geçti. Emir-el Mü’minin, Abbas, Fazl b. Abbas, Usame ve Ebu Süfyan b. Haris’den ibaret olan fedakar bir grup Müslüman da Peygamber’in ardından haraket ettiler.[5] Öyle ki, savaşın başından beri bir an olsun ondan gaflet etmemişler ve daima onun canını korumaya çalışıyorlardı.
Peygamber, duyurucu ve yüksek bir ses tonuna sahip olan kendi amcası Abbas’a yüksek bir sesle şöyle seslenmesini emretti:“Ey Peygamber’e yardım eden ensar, Rızvan ağacı altında Peygamber’e biat edenler! Nereye gidiyorsunuz? Peygamber buradadır..!” Abbas’ın sesini işittiklerinde onları dini gayret ve hamiyetleri tahrik etti. Hemen hep bir ağızdan; “Lebbeyk, lebbeyk!” diyerek kahramanca Peygamber’in tarafına geri döndüler. Abbas’ın üst üste yaptığı çağrılar ki, Peygamber’in selamette olduğunu müjdeliyordu, firar eden grupların büyük bir nedamet ve pişmanlık içerisinde grup grup Peygamber’in etrafına geri dönmelerine ve düşman askerleri karşısında saf tutmalarına sebep oldu. Müslümanlar, Peygamber’in emri ile firarlarını utanç verici lekelerini temizleyebilmek için genel bir saldırıya geçtiler ve çok kısa bir zaman içerisinde düşman geri çekilme ve firar etme zorunda kaldı.
Peygamber Müslümanlara cesaret vermek maksadıyla şöyle buyurdu:“Ben, Allah’ın Peygamberi’yim ve hiç bir zaman yalan söylemem; Allah bana zafer vadetmiştir. Bu askeri taktikler, “sakif” ve “hevazın” Kabilesinin genç ve savaşçı askerlerinin kadın ve mallarını da orda bırakarak “Evtas” ve “Nahle” bölgelerine ve taif kalelerine doğru firar etmelerine ve bir kısmınında öldürülmesine sebep oldu. Savaş ganimetleri: “Müslümanların bu savaştaki kayıpları 8 kişiden İbaretti.[6] Ama düşmanlar altıbin esir, yirmi dört bin koyun ve dört bin vakiyye[7] de gümüş bırakarak arkalarına bakmadan firara kalkıştılar.”Peygamber destur vererek bütün ganimet ve esirlerin “Ceirrane” denilen bölgeye götürülmesini istedi. Esirleri özel evlerde göz altına alarak emniyetleri için de güvenlik nöbetçileri tayin edildi. Ve bütün ganimetlerin el değmeden öylece bırakılmasını emretti. Bununla “Evtas” “Nahle” ve “Taif” bölgelerine doğru kaçan düşmanları takip etmeyi amaçlıyordu.
5- Vakidi kendi “Meğazi”sinde Emir-el Mü’minin Fedakarlıklarının bir kısmını zikretmiştir. (c.3 s.602)
6-İbn-i Hişam kendi siresinde kayıp sayısının dört kişi olduğunu yazmaktadır ama böyle yaygın bir savaşta ölü sayısının fazla olması daha muhtemeldir.
7-Bir Rıtl 2564 gramdır. “Vakiyye” ise Rıtlin on iki de birdir. (1/12) Bundan dolayı “Vakiyye” takriben 213 gramdır. Ve 4.000 vakiyye 852 kg etmektedir.
“Allame Cafer Sübhani”nin “Ebediyet Nuru” adlı kitabından alıntıdır.
Sayfa:601
Huneyn Savaşı -1
Huneyn Savaşı -2
Büyük Bedir Savaşı-1
Büyük Bedir Savaşı-2
Büyük Bedir Savaşı-3