Veda Haccı ve Gadir-i Hum-2
Peygamber efendimiz bu emri aldığında , sel sularından oluşmuş bir gölün etrafına varmıştı.Bu gölün adı Hum gölüdür.Gadir kelimesi arapçadan türkçeye çevirildiğinde göl anlamı çıkar. Böylece bu yerin arapçası ”Gadir-ı Hum ” ve türkçesi ise ”Hum gölü ”olarak anlaşılır.Hicretin onuncu yılının Zilhicce ayının 18. Günü bu ayet peygamber efendimize Gadir-i Hum yerinde inmişti.Peygamber efendimiz bu emri aldığında orada eshabtan ilerde olanların geri gelmesi ve geride kalanların ona yetişmesi için haber göndermişti. Peygamber efendimiz, gölün etrafında bulunan büyük ağaçların altında kendisine bir gölgeliğin yapılması için eshabına talimat verir.Bütün hacılar gölün etrafına toplandıklarında öğlen namazı için çağırıda bulunulur ve herkes toplu olarak peygamber efendimiz ile namazını kılar.Gün öğlen vaktiydi ve yakıcı bir sıcaklık vardı. Müslümanların çoğu yere oturabilmek için altlarına elbiselerini sermişlerdi.Peygamber efendimiz namazdan sonra kendisi için deve homutlarından yapılan yüksek bir yere (mimbere) çıkar ve yanına hz.Ali’yi beraber alır.Herkesin onu iyi görebilmesini ve duyabilmesini ister. Peygamber efendimiz o yükseklikte Allah’ı yakıstığı bir şekilde hamd ve sena ettikten sonar yüksek bir sesle hutbesine (hitabına) şöyle devam etti : ” Ey insanlar ! Allah’ın katına davet edildim (yakında aranızdan ayrılacağım) ve bu davete hiç şüphesiz icabet edeceğim ! Ben kendi açımdan sorumluyum sizde sorumlusunuz, buna ne dersiniz ?!”Bütün hazır olanlar şöyle bağrıştılar : ”Sahid oluruz ki sen , tebliğde , nasihatta ve mücadelede bulundun.Buna karsılık Allah, seni mükafatlandırsın !” Bunun üzerine peygamber efendimiz hutbesine şöyle devam etti : ” Allah’tan başka bir İlah olmadığına, benim de Allah’ın elçisi olduğuma, Cennetin, cehennemin, şüphesiz olarak gelecek olan hesap saatinin, bütün ölülerin dirilip hesaba sorulacağının hak olduğuna dair sahid oluyor musunuz ???” Toplum hep birden : ”Evet, şahid oluruz !” dediler. Peygamber efendimiz şöyle devam buyurdu : ”Ey Allah’ım ! Sen şahid ol ! Ey insanlar, benim dediklerimi hepiniz duyuyormusunuz ?” Hepsi şöyle dediler : ”Evet, duyuyoruz !” Peygamber efendimiz şöyle devam buyurdu : ”Ey insanlar ! Ben sizleri Kevser havuzunun başı ucunda bekleyeceğim ! Bu havuzun genisliği Busra (Şam’a yakın bir yerrin adı) ve San’a (Yemen’deki sşhir) arasındaki mesafe kadardır ! Bu havuzun etrafında yıldızların sayısı kadar kadeh vardır.Sizin aranızda bırakacağım iki, değeri ağır emanate karşı tutumunuzu göreyim !?” Toplumun arasından biri ayağa kalkarak şöyle dedi : ” Bu değeri ağır olan iki emanet nedir ?” Peygamber efendimiz şöyle buyurur : ”Emanetlerin biri Allah’ın kitabı (Kuran-ı Kerim) dir. Bir tarafı şanı yüce olan Allah’ın elinde ve öbür tarafıda sizin elinizdedir.Öbür emanetim ise Ehli Beytim dir ! İkisine tutunursanız asla doğru yoldan çıkmıyacaksınız.Latif ve haberdar olan Allah bana, iki emanet hususunda ; ikisinin bana Kevser havuzunda ulasıncaya kadar asla birbirinden ayrılmıyacaklarını bildirdi !!!Bu iki emanetin sakın önüne geçmeyiniz ve sakın onlardan uzak olmayınız !!! Aksi takdirde yok olup gidersiniz !!!” Bunun üzerine yanında duran hz.Ali’nin elini tutarak okadar havaya kaldırdı ki ikisinin koltukaltları herkese göründü ve şöyle buyurdu : ”Ey insanlar ! İnsanların içinde müminlerin üzerine kim emir sahibidir ?” Cevap verdiler ki : ”Bunu Allah ve Peygamberi daha iyi bilirler !”
Veda Haccı ve Gadir-i Hum-1
Veda Haccı
İyd-i Velâyet
Kitaplarda Gadir-i hum Olayı
Gadir,İmametin Sesi