İslâm, İranın Resmî Dini-3
Yüce Allah, Hz. Peygamber’e (saa), eğer Ehl-i Kitap iman etmezse, onları aralarındaki ortak kelimeye (tevhid) davet etmesini emretmiştir. (Âl-i İmrân, 64)
Bu şekilde tebliğ ve barış içersinde yaşama aynı anda sağlanmış olur. Anayasanın 13’üncü maddesine göreyse:
”Yalnız Zerdüştî, Musevî, Hıristiyan İranlılar kanun dairesinde dinî merasimlerini icrada serbest olan azınlıklardır ve ahval-i şahsiye ile dinî eğitimlerinde kendi usullerini uygularlar.”
Diğer Din ve Görüşler:
İlâhî dinlerin haricindeki dinlerle mütedeyyin olanlar veya hiçbir dine bağlı olmayanlar dine Müslüman olmak için zorlanmazlar; delillendirme, mantık ve güzel ahlâk yoluyla hidayetleri için gayret gösterilir. İslâm ve Müslümanlar aleyhinde fiilî bir girişimde bulunmadıkları sürece, yüksek idarî makamlara atanamamak ve milletvekilliği yapamamak dışında diğer vatandaşlarla aynı hakka sahiptirler. Kadılık da yapamazlar. Zira halkın çoğunluğu bu kişilerin liyakatine inanmaz. Kadı olmanın şartlarından biri de imandır. Anayasanın 14’üncü maddesine göre:
”Allah, sizinle dinde vuruşmayanlara ve sizi yurdunuzdan sürmeyenlere dürüst ve iyilikle davranmanızı yasaklamaz. Muhakkak ki Allah dürüst ve adil davrananları sever. (Mümtahine, 8) ayeti kerimesi gereğine İran İslâm Cumhuriyeti ve Müslümanlar, gayri Müslimlere İslâm’ın iyi ahlâk kuralları, dürüstlük ve adalet ile muamele ve onların insan haklarına riayet etmekle yükümlüdürler. Bu madde İslâm ve İran İslâm Cumhuriyeti aleyhine düzen ve girişimde bulunmayanlar hakkında geçerlidir.”
Bu konuyu İmam Ali’nin (as) Mısır valisi Malik Eşter’e yazdığı bir mektuptaki şu ıfadelerle kapatalım:
”Kalbinde, halka rahmet, muhabbet ve lütuf için yer aç, onları parçalamayı ganimet sayan bir canavar gibi olma! Zira insanlar iki kısımdır; ya dinde kardeşlerin, ya da yaratılışta benzerlerin.” (Nehcu’l-Belağa, 53. mektup)
Eski İran Dinleri:
İran’da dinin ortaya çıkması ve dinsel yönelişlerin başlangıcını Aryaların bu ülke topraklarına gelip yerleşmesi ile eş zamanda ele alıp değerlendirmek gerekir. Hatta bu topraklarda dağınık yada yerleşik yaşam süren eski uygarlıkların çok tanrılı dinlere inandıkları veya dinsel diğer olgulara sahip oldukları kabul edilse bile arkeologların elinde bu inanç ve eğilimleri kesin kanıtlar nitelikte hiçbir açık delil bulunmamaktadır.
Eski dönemlerde göçebe hayat süren Arya kavimleri yerleştikleri yeni topraklarda büyük din ve mezhepler meydana getirdiler. Bu dinlerin ilki Mitraizm (ışık ve güneşe tapınma)dir. Onu ise Zerdüşt dini izler. Zerdüştlilik sonraları doğan mani ve mazdek dinleri ile karışarak sasani kast örgütü ve katı sınıfsal tabakalaşma sisteminin saray Mecusileri, ve zanaatkâr çevreler tarafından desteklenmesi ve Mecusilerin kast örgütünün başına gelmesiyle zamanla öyle bir noktaya geldi ki sonunda İranlıların sınıf ayırımından kurtulma ve tek dine kavuşma yönündeki dileği gerçekleşerek ve halk isyan etmiştir.
Sasani devletini gözetip kollayan Zerdüşti din adamları Part hanedanlığının çökertilmesinde tam destek vererek böylece devlette de söz sahibi oldular. Bu durum Allah inancının ruhu ve en büyük, insan, Hz. Hatemül Enbiya (s.a.v)’nın getirdiği yüce İslâm’ın İran medeniyetine yol bulması ve ardından sonsuza dek parlayacak eşsiz bir güneş gibi İranlıların gönlünde doğup taht kurmasına dek devam etmiştir.
İslâm, İranın Resmî Dini-1
İslâm, İranın Resmî Dini-2