Amerika ve Avrupa İçlerinde İslami Uyanış-2
Tabii bu söylediklerimiz yöneticilerinin zalim olmadığı ve her şeyin doğal seyrinde aktığı ülkeler için geçerlidir. Netice itibariyle Batı demokrasisinin zalim devletler karşısında ve güç sahiplerinden kudreti geri almak için eli tamamen boştur. Sadece mücadele edilmeli diyerek genel bir kaideyi dillendirmektedir. Ancak bu mücadelenin nasıl ve hangi şekilde olacağı hususunda bir şey söylememektedir.
Görünüş itibariyle bugün İslam ve Arap ülkelerinde şahit olduğumuz şey bir tür halkın, yıllarca hiçbir mantıklı delil olmadan bir grubun elinde bulundurduğu gücü, tekrar geri alma çabasıdır. Sanki bu ülkelerdeki insanlar yukarıda zikrettiğimiz bu tarihi soruya cevap vermektedirler ve pratikte en kapalı, kan içici ve liyakatsiz devletleri devrim yapmadan nasıl dize getireceğini göstermektedirler. (Birçok siyaset bilimi uzmanına göre bugün ortaya çıkan olaylar her ne kadar muhteva açısında İran İslam devriminin etkisiyle ortaya çıkmışsa da bu hareketler İslami uyanma çerçevesinde bir devrim olgusundan farklıdır.) Bu ülkelerin halkları bazı bölgelerde bu sorunun cevabını vermiştir. Mısır ve Yemen halkı bunun örneğidir ve inşallah Bahreyn ve Libya halkı da bu sorunun cevabını verecektir. Dolayısıyla bu insanları işlerinin değeri ülkeleri demokrasi ile yönetilen ülkelerin işlerinin değerinde daha fazladır. Zira makus demokrasiyi pratikte uygulamaya çalışan bir toplum, diğer halkçı yönetimleri göz önünde bulundurmadan sadece demokrasiyi uygulamaya çalışmaları bile demokrasiyi uyguladıklarını iddia edenlerden çok daha ileridirler.
Bu iddiamızın delili de bugün Avrupalı ve Amerikalıların siyasi ve sosyal haklarını alabilmek için İslami uyanma modelini örnek almalarıdır. Bugün Avrupa’da Yunanistan, Portekiz ve İspanya gibi devletler ile Amerika’daki bazı eyaletler makus demokrasiyi bu yöntemle uygulamaya çalışmaktadırlar ve yakın bir zamanda bu yöntemin taklit edicileri daha da artacağa benzemektedir. Zira bu öngörüde bulunmak için sadece kısa bir şekilde bu ülkelerin haberlerine bakmak yeterlidir. Bugün Amerika’daki bazı eyaletler bağımsız olmak istemektedirler yani tabiri yerindeyse bu dev bugün içten dağılmaktadır. Kısa bir süre önce istihbarat bakanının ”Elde ettiğimiz verilere göre Amerika’nın en hassas bölgelerinde halkın ayaklanması an meselesidir” sözünü unutmadık. Dikkat edin! Bunu birçok çok gizli operasyonu direk yöneten kişi söylemektedir. Yunanistan uzun bir zamandır ağır ekonomik sorunlarla boğuşmakta ve içinde kan kokusu vermeye başlayan birçok tahrir meydanı barındırmaktadır. Belki de bu gibi itirazlar Yunanistan yoluyla İtalya, Fransa ve İngiltere’ye ulaşacaktır. Tabii İspanya ve kardeşi Portekiz’in durumu diğer Avrupa ülkelerinden biraz daha farklıdır. İslam’ın en parlak döneminde yetişmiş kimselerin Batı kapitalizminin mahsulü olan zulümlere karşı kıyamlarını başarıya ulaştırmak için geçmişi hatırlayarak İslami yöntemlerden yardım ummaları çok ilginçtir. Her halükarda Batı demokrasisi halkı ekonomik sorunlarla boğuşmaya ve sokaklardaki insanlara zulüm etmeye neden olacağı için artık halk tarafından da benimsenmeyecektir.
Daha düne kadar geri kaldıkları söylenen ülkelerin halkları bugün dünyaya yeni şeyler söylemektedirler. Yani dünün sınıfı geçemeyen öğrencisi bugün üstatların üstadı ve demokrasinin yaratıcıları için olgu olmuştur. İçinde bulunduğumuz şartlarda İslam dünyasının Batıya en önemli hediyesi doğrudan ve gerçekçi halkçı bir yönetim modeli sunmasıdır ki bu modelin bayrağı Amerika ve Avrupa’nın kalbinde dalgalanacaktır.
Amerika ve Avrupa İçlerinde İslami Uyanış-1
Bir Müslümanın Batıya Bakışı-1
Bir Müslümanın Batıya Bakışı-2
Bir Müslümanın Batıya Bakışı-3
Bir Müslümanın Batıya Bakışı-4