Hicabım Ziynetimdir Benim -1
Kem gözlerin sadece basit bir parça gibi gördükleri, iffetten zerresini almamışların ezip geçtikleri belki de, belki de bana acıyarak bakan aslında acınacak halde olanların tarif ettikleri o izzetli parça hicabımdır, ziynetimdir benim…
”And olsun, cehennem için cinlerden ve insanlardan çok sayıda kişi yarattık. Kalpleri vardır bununla kavrayıp anlamazlar, gözleri vardır bununla görmezler, kulakları vardır bununla işitmezler. Bunlar hayvanlar gibidir, hatta daha aşağılıktırlar, işte bunlar gafil olanlardır. ” ( Araf- 179)
Hani Kuran-ı Mecid böyle tasvir etmiştir onları. Onlar ilahi Teâlâ’nın bizlere sunduğu eşsiz inciden harbesizdirler. Onların kalplerine mühür binmiş, anlayamazlar… Kalkmadıkça bu mühür ne kulak duyar ne de gözler görür. Onlar kendilerini haklı göstermek için nice senaryolar yazmışlardır. Ve nicelerini de buna alet etmişlerdir. Aslında bilmezler bu senaryo bir gün bitecek ve bu senaryoda oynayanlar bu sefer ateşler içinde kavrulacak… Etleri her seferinde yenilenecek ve her defasında ilk seferki gibi acıyla yanacaklar. ”Onlar için ateşten elbiseler biçilmiştir.” ( Hac- 19) ”
Gömlekleri katrandan olacak; yüzlerini ateş bürüyecektir.” ( İbrahim-50)
Benim hediye diye Allah-u Tela’dan aldığım ve bu hediyeyle ömür boyu övündüğüm örtüme dil uzatanlar var ya; işte onlardır Allah’ın ayetlerini yalanlayanlar, Resul’ün can tanesi kızı olan Fatıma-tuz Zehra (sa) şahadetini gizleyenlerdir.
Evet, sen; asılsız hikâyelere kulak asıp, hak olanı kenara koyan ey kadın! Örtünün içinde gizli bir incisin aslında bunun farkında değilsin. Etrafındaki leş kokan, ağızlarından salyalar akarak sana bakan bu erkeklere karşı sen, Allah tarafından korunuyorsun aslında. Ey rabbim bu ne güzel bir emirdir böyle… Benim hicabım ziynetimdir aslında… Gururla övündüğüm, onurla taşıdığım Zeynep’imdir benim.
Bilesiniz; Bir Allah’a kulluk etmek vardır ki en güzel özgürlüktür bu, bir de Allah’ın yarattığı bir kula kulluk etmek vardır ki işte bu en büyük zelilliktir… İmam Huseyin (as) buyurmuyor mu: ” İzzetle ölmek zilletle yaşamaktan daha hayırlıdır” o masum çehre o günahlardan uzak şahsiyet İslam uğruna canını veren şehidlerin efendisi bilmiyor muydu zilletle yaşamayı, bilmiyor muydu Yezid’e baş eğerek huzurla oturmayı… Hayır! O zilleti bir alçaklık bilmiş ve zillete boyun eğmekten Allah’a sığınmıştı… Rahman’ın bir pis sudan yarattığı hatta ölüm zamanı bir leş olacağı kulunun emrini hüküm veriyorsun bugün devletinde. Aslında bu devlet bu hükümet de senin değildir.Farkında değil misin sen ey gaflet uykusunda uyuyan?
Ben inci misali saklıyorum kendimi, değerli bir taş gibi koruyorum iffetimi. Resul’ün hak davası sayesinde. Ben kendimi eşim için, sadece eşime saklıyorum… İğrenç gözlerin sapık bakışların arasından kurtuluyorum bir nebze de olsa… Bir bakış olsun istiyorum hayatımın uzunluğu boyunca, mahremim olan eşimin gözleri olsun o da…
Sen alet ediyorsun kendini bu sonu gelecek dünyevi işlere heva ve hevesin uğruna ey kadın…
MÜSLÜMAN KADIN
İSLAM DA ÖRTÜNME Çağımızın Müslüman Kadından Beklentisi
Hicab Ve Özgürlük İlkesi
Hicabın Felsefesi