Allah "Kahir"dir-2
O'nun zorlaması, birbirine denk iki şeyden birinin diğerini bir şeye zorlaması gibi değildir. Kur'-ân, sonucu itibariyle bu konuyu en çarpıcı şekilde dile getirmiş ve bu surede bu niteliği yüce Allah'ın ismi olarak iki yerde zikretmiştir. Biri bu ayette, diğeri ise 61. ayette. (Ve O, kullarının üstünde mutlak galiptir. Bu arada üzerinize koruyucular gönderir. Nihayet birinize ölüm geldiği zaman, elçilerimiz onu(n canını) alırlar ve onlar ihmalkârlık etmezler.)
Burada koruyucuların gönderilmesi mutlak olarak ifade edilmiştir. Ne gönderme eyleminde, ne de koruyucuların kendisinde herhangi bir kayda yer verilmemiştir. Sonra bu eylemin ölümün gelmesiyle son bulacağı ifade edilmiştir. Bundan şunu anlıyoruz ki: Bu gönderilen koruyucuların görevi, insanı kendisine yönelen her belâdan, her musibetten korumaktır, insana ilişmek üzere olan afetlere engel olmaktır. Çünkü içinde yaşadığımız âlemde karşılıklı etkileşim, itişip kakışma nitelikli bir hayattır. Bu hayatta yer alan hiçbir şey yoktur ki, her açıdan bir başkasının karşı koyuşu ile karşılaşmasın. Çünkü bu doğal âlemin her bir parçası, varoluştan aldığı payı tamamlama ve arttırma çabası içindedir. Bir başkasında bir eksilme olmadıkça da birinde bir artış olmaz. Dolayısıyla varlıklar sürekli olarak çekişme ve birbirini alt etme mücadelesi içindedirler. Bu âlemin bir parçası da insandır. İnsanın varlığının terkibi son derece latiftir. Bildiğimiz kadarıyla en ince bileşim insanın varoluşunda gerçekleştirilmiştir. Dolayısıyla varoluştaki rakipleri herkesten daha çok, düşmanları herkesten daha tehlikelidirler.
Her iki yerde de "kullarının üstünde" kaydı getirilmiştir. Kaynaklarda, "galebe" sözcüğünün aksine, "kahr" sözcüğünün daha çok zorlanan varlıkların akıl sahibi olmaları durumunda kullanıldığı yönünde bir gözlem vardır. Bu yüzden Ragıp, bu kelimeyi, boyun eğdirme şeklinde açıklamıştır. Boyun eğmenin, akıl sahibi varlıklarla ilgili daha anlaşılır bir nitelik olduğu açıktır. Ama bu, gerçek anlamda veya mecaz olarak akıl sahibi olmayan varlıklar için de kullanılmasına engel teşkil etmez.
Allah, kullarının üstünde kahir ve zorlayıcı güce sahiptir. Onlara zarar ve hayır dokundurur, iradesi karşısında onlara boyun eğdirir. Kullarının yaptıkları işler, bıraktıkları etkiler açısından da onların üstünde kahir ve zorlayıcı güce sahiptir. Çünkü, kullarına temlik ettiği şeylerin maliki O'dur, kullarını kadir kıldığı şeylere kadir olan O'dur.
Başka varlıklara da izafe edilebilecek zarar ve hayır dokundurma işi, bu iki ayette yüce Allah'a izafe edildiği için, bu bağlamda O'nun konumunun diğer varlıkların konumundan ayırt edilmesinin gereği duyulmuş ve ayetin sonunda, "O, hikmet sahibidir, her şeyden haberdardır." buyurulmuştur. O, hikmet sahibidir; yaptıklarını boşuna ve iş olsun diye yapmaz, her yaptığı yerindedir. Her şeyden haberdardır; başkaları gibi yanılmaz, yanlış yapmaz.
Allah "Kahir"dir-1
ALLAHIN SELBÎ SIFATLARI
Allah sonsuzdur-1
Allahın Zatı Ve Sıfatı-1
Es-Selam