Nechul Belağada Hakk ve Batıl-1
Nechu’l Belağa’da ”Hakk” kelimesi iki şekilde kullanılmıştır. Biri haksızlık karşısına ”adl” manasına gelen hak, diğeri sahih olmayana karşı sahih manasında kullanılan haktır.
İnsanların hakkın bu iki şeklini gözetmemeleri İmam Ali (a.s)’nin hükümet döneminde savaşların başlamasına sebep olmuştu.
Emir’el Mü’minin (a.s) hükümetinin temellerini adaletin esasına göre ikame etmiş, toplumsal işleri İslami mecraya döndürmeye çalışıyordu. Buna göre; İslami adalete göre beytülmalin paylaştırılması, azletme, naspetme, savaş ve barışı İslami esasa göre düzenlemeye çalışıyordu. Oysa toplum, Resul-i Ekrem (saa)’den sonra İslami ölçülerden bir nebze uzaklaşmış, İslam’a tehlikeli bidatler sokulmuştu. Kavmiyetçilik, particilik, devletin tanınmış şahsiyetlere haraç vermesi hükümetin ölçüsü olarak kabul edilmişti. İmam Ali (a.s)’nin adaleti icra etmedeki kararlılığı, önüne büyük zorlukların çıkmasına yol açıyordu.
İmam Ali (a.s)’den önce yapılanlar ve izlenen yöntemler Emir’el Mü’minin’in yöntem ve hedeflerinden oldukça farklıydı. Zira Ali (a.s)’nin adaleti, inhiraf içerisindeki pek çok şahsiyet için asla tahammül edilecek gibi değildi.
Sözler ”hak” çerçevesinde söylense ve bunun için propaganda yapılsa çok geniş bir alan vardır. Zira bütün insanlar hak taraftarı olup fıtraten hakikat peşindedirler. Hatta bozuk şahsiyetler bile hakikat iddiasında bulunurlar. İşinin tanıtımını için hak iddiasında olmayan hiç kimse yoktur. Fakat amel makamında hak ve adaletin icrası, en zor işlerden olup bunun ameli alanı oldukça sınırlıdır.
Konuyu biraz daha irdelemek için tarihe göz atmada fayda var. Cemal savaşının sebepleri nelerdi? Nehc’ül Belağa bu konuya açıklık getirmektedir. Bu savaşın sebeplerinden biri, Allah Resulü (saa)’nün tanınmış ashabından, İslam yurdunun belirgin iki şahsiyeti Talha ve Zübeyir, İmam Ali (a.s)’nin hükümetinin ilk zamanlarında hükümetten bir şeyler kapmak için meşverette bulundular. Emir’el Mü’minin (a.s), hükümetin durumu hakkında onlarla konuştu. Oysa onlar, memleket işlerinde kendilerini müşavir veya muavin olarak atamadığı için itiraz ettiler. İmam Ali (a.s) onlara verdiği cevapta şöyle buyurdu: ”Dikkat edin! Azdan razı değildiniz. Çoğuna da kavuşmadınız. Hakkınız neydi ki ben sizi ondan men ettim de bana söylemediniz? Ya da hangi kazanç sahibiydiniz de onu kendime alıp size vermedim? Ya da Müslümanlar hangi olay veya meseleyi yanıma getirdiler de ben acizlik ve güçsüzlük içerisinde bulundum? Ya da onunla ilgili bilgisiz olup hata yaptığım ne vardı? Allah’a yemin olsun ki size hükümet etmeyi istemiyordum. Oysa siz beni bu işe davet ettiniz.”
Bu, o gibi insanlara verilebilecek en tesirli cevaptı. Beni Ümeyye şebekesi İslami hükümet için en tehlikeli düşman olarak her yerde bulunmaktaydı.
Hz. Ali (as)ın En Son Vasiyetleri
Nehcül-Belağa da Akıl ve Bilgi -1
Nehcül-Belağada Akıl ve Bilgi -2
Nehcül-Belaga da Akıl ve Bilgi -3
Nehcül-Belağaya göre Din ve İman -1