Kurânın İsimleri-1
Kur'ân, Allah-u Teala'nın Hatemu'l-Enbiya Hz. Muhammed'e (s.a.a) tedricen nazil buyurduğu kelamıdır. Arap dilinde var olan şiir ve nesrin tam karşısında yer almaktadır. Dolayısıyla, Arap edebiyatında yazı dili, Kur'ân, şiir ve nesir diye üçe ayrılmaktadır. [1] Araplar bir şairin divanına "şiir" dedikleri gibi, kasideye, beyite ve hatta tek mısraya da "şiir" derler. Aynı şekilde Kur'ân'ın tamamı hakkında, "Kur'ân" kelimesini kullandıkları gibi, bir sure, bir ayet ve hatta bir ayetin bir bölümü hakkında "Kur'ân" kelimesini kullanırlar. Örneğin, Bakara Suresi'nin başlarında yer alan bir ayetin "Ve rızık-landırdığımız şeylerden" bölümüne Kur'ân derler.
O hâlde "Kur'ân" kelimesi İslâmî bir kavram ve şer'î bir terimdir. Çünkü bütün bu kullanımların kaynağı ve temeli Kur'ân-ı Kerim ve Hz. Peygamber'in hadis-i şerifleridir.
Alimler Kur'ân-ı Kerim'de Kur'ân'la ilgili kullanılan ifadelerden haraketle, onun için başka birtakım isimler söz konusu etmişler; bu ise gerçekte bir şeye, vasıflarıyla işaret etme türünden kullanımlardır. Söz konusu vasıfların en meşhuru, "el-Kitap" vasfıdır. Münezzeh olan Allah şöyle buyurmuştur:
İşte bu, içinde şüphe olmayan Kitap... [2]
Burada Kitap'tan, Yahudilerdeki Tevrat ve Hıristiyanlardaki İncil kitaplarına karşı, Müslümanların elinde bulunan Kur'ân kastedilmiştir. Bu anlama ise, "el-Kitap" kelimesinin başında yer alan ve belirli bir şeyin kastedildiğini ifade eden "elif lam" takısı ile işaret edilmiştir.
Kur'ân-ı Kerim'de "kitap" kelimesi, Tevrat hakkında da kullanılmıştır. Yüce Allah şöyle buyuruyor:
Ondan önce Musa'nın kitabı.
Burada kendisine kitap gönderilen şahıs yani Hz. Musa (a.s) söz konusu edilerek kitaptan neyin kastedildiği belirginlik kazanmıştır.
Ayrıca, nahiv alimlerinin arasında Sibeveyh'in nahivle ilgili kitabı, "el-Kitap" diye şöhret bulmuştur.
Keşfü'z-Zünûn adlı eserde, el-Kitap bölümünde bu konuda şöyle denilir:
Nahiv ilminde Sibeveyh'in kitabı: Sibeveyh'in kitabı; şöhreti ve benzeri diğer kitaplara üstünlüğü sebebiyle nahiv âlimleri nezdinde bu dalda temel ve ölçü olarak kabul görmüştür. Öyle ki Basra'da "Filan kimse Kitap'ı okudu." denildiğinde, Sibeveyh'in kitabını okuduğu anlaşılır. "Kitabın yarısını okudu." dendiğinde ise bunun Sibeveyh'in kitabı olduğu konusunda şüphe edilmez.
Endülüslü İbn Huruf en-Nahvi el-İşbilî diye tanınan Ebu'l-Ha-san Ali b. Muhammed (öl. 609 h.k.) bu kitabı şerhederek onu "Ten-kihu'l-Elbab Fi Şerh-i Gavamizi'l-Kitap" diye adlandırmıştır.
Yine Ebu'l-Bekâ Abdullah b. Hüseyin Akbari Bağdadî Hanbelî (öl. 616 h.k.), Sibeveyh'in kitabındaki beyitleri şerhederek "Luba-bu'l-Kitap" adını vermiştir.
Endülüslü Ebu Bekir Muhammed b. Hasan Zübeydî de (öl. 380 h.k.) Sibeveyh'in [3] söz konusu kitabına yazmış olduğu şerhini "Ebni-yetü'l-Kitap" olarak adlandırmıştır. [4]
Demek ki, "el-kitab" sözcüğü, ne Kur'ân-ı Kerim'de ve ne de Müslümanlar arasında Kur'ân'a özgü kullanılan bir isim değildir.
1- Bu da Kur'ân'ın mucize yönlerinden biridir. Zira insanın sözleri her dilde nesir veya şiir olmak üzere iki kısma ayrılır. Ama Kur'ân-ı Kerim Arap dilinde ne şiir, ne de nesir kapsamına girer. Aksine "Kur'ân apaçık bir Arapça'dır." Yüce Allah'ın sözüdür, insan sözü değildir.
2- Bakara, 2
3- Sibeveyh, Ebu Mübeşşir ya da Ebu Bişr, Amr b. Osman b. Kanber-i Basrî Benî Haris b. Ka'b'ın kölesi el-Kitap'ın yazarı, h.180 yılında dünyadan göçmüştür.
4 - Keşfü'z-Zünûn, Hâcı Halife Mustafa b. Abdullah (öl. h.1076), Türkiye baskısı, c.2, s.1427-1428.
Kur’an Kerim’in İsimleri
Kuran-ı Kerimin Mübarek İsimleri
Sure Adları
Surelerin İsimleri-1
Kur'an'ın Hacmi