Allah Tealanın Adaletiyle İlgili Şüpheler-2
İslam bilginleri, bu ve benzeri itirazları geniş olarak ele almış, hepsine cevap verilmişlerdir. Ancak, bu gibi itirazlara verilen cevaplar, özet ve tafsilatlı olmak üzere iki kısma ayrılır. Biz ilk olarak özet olarak verilen cevaba işaret edip, sonra geniş olarak her şüpheye cevap vereceğiz.
Özet cevap, genellikle din ışığında sonsuz ilim, hikmet ve kudret sahibi bir yaratıcının varlığına inanan iman ehlinin, bu gibi şüpheler karşısında izlediği yoldur. Onlar, bu gibi şüphelerin tamamına verdikleri bir cevapla kendi vicdanlarını rahatlatmışlardır.
Şöyle ki; kesin delillerle evrenin ilim, hikmet ve kudret sahibi bir mebdeden neşet bulduğu ispatlandıktan sonra, sonsuz ilim, kudret ve hikmet sahibi olan bir yaratıcının yaratıklarına zulüm ettiğini düşünmek anlamsız olur. Zira, böyle bir yaratıcının kimse ile bir düşmanlığı yoktur ki, birilerine zulmetmeye kalkışsın veya bütün kemallere sahip olan bir yaratıcıda ihtiyaç, kıskançlık ve bilgisizlik gibi eksik sıfatlar söz konusu olamaz ki, O'nun birilerine zulmettiği hayal edilsin.
Kısacası; zulüm denilen şeyin menşei, ya cahillik, ya güçsüzlük ya da ihtiyaçtır. Sonsuz kemal sahibi yaratıcıda böyle şeylerin olmasına bir yer yoktur. O halde O'nun kimseye zulmettiği düşünülemez. O, sonsuz ilim, güç, hikmet sahibidir. En mükemmel düzeni, O herkesten daha iyi bilir ve icat etmeye de kadirdir. O halde O'nun yarattığı en mükemmel düzendir. Dolayısıyla şerler olarak nitelenen şeyler, eğer ekmel düzene aykırı olsaydı, elbette ki Allah onları yaratmazdı. Demek ki, bizlerin şerler, olumsuzluklar ve zararlar olarak nitelediğimiz şeyler aslında böyle değildir. Gerçi, biz bu sınırlı ilmimizle onların hikmet ve felsefesini bilmesek dahi, onlar gerçekte bir hikmet üzere yaratılmıştır ve ekmel düzenin gereğidir.
Bu düşünceye göre; gerçi, bizler bir takım şeylerin hikmet ve felsefesini bilmesek dahi, bizlerin bilmemesi, onun hikmetten yoksun olduğu anlamına gelmez. Zira onu yaratan hikmet ve ilim sahibidir. Mutlaka o şey belli bir hikmet gereğidir ki, yaratılmıştır.
Eğer faraza bizler cihandaki varlıkların bazılarının hikmetini anlamasak da; bu, onun hikmet gereği olmadığına delil olamaz. Bu, ancak bizim o konuda yeterli bilgiye sahip olmadığımızı gösterir. Zira evrenin baştan başa sonsuz hikmetlerle dolu olduğunu görmekteyiz. Dolayısıyla bazı konulardaki hikmet ve sırrı anlamamamız, onun baştan başa hikmetsiz olduğuna bir delil olamaz.
Meselâ, elimizde bulunan derin ilmi muhtevayı içeren bir kitabı okurken, bizlerin onun bazı bölüm veya satırlarını çözemememiz, hiçbir zaman o kitabın üstün ilmi kariyere sahip olan bir müellif elinden çıkmadığına bir delil olamaz ve böyle bir durumda biz, o kitabın kendiliğinden yazılmış olduğuna hükmetmeyiz. Aksine, bizim ilmi yapımızın, henüz o kitabın tamamını anlamaya yeterli olmadığına kanaat getiririz.
Allah Tealanın Adaletiyle İlgili Şüpheler-1
ADALET HAKKINDA ADL HAKKINDAKİ İNANCIMIZ
ADALET KAVRAMI VE KARŞIT GÖRÜŞLER
Adalet Nedir?