ÖLÜM HAKKINDAKİ İNANÇ -2
(İmam Cafer) es-Sâdık'a (a.s.), "Bize ölümü tarif et! "dendi. (79) O (a.s.) dedi ki: Ölüm bir mü'mine fevkalade güzel kokulu bir meltem gibidir. O bu meltemin güzelliğini teneffüs eder ve böylece bütün yorgunluğu ile acıları kendinden kaybolup gider. Bir kafire ise ölüm, engerek yılanlarının ve akreplerin sokması gibidir. Hayır, ondan daha da acıtıcıdır"2. Sonra ona: "Ölümün, bir testere ile kesilmekten veya bir makasla doğranmaktan veya taşla ezilmekten ya da gözbebeklerin de eldeğirmeninin mili ile çevrilip durmaktan daha acı olduğunu söyleyen kimseler vardır!" dendi. O (a.s.) dedi ki: "Böylesi, ölümün kafirler ve günahkarlar üzerindeki şiddetli ağrısıdır. Onların arasında, bu tür felaketlere şahid olanların bulunduğunu görmüyor musunuz? Şimdi ölüm, bundan daha da acı ve bütün dünya işkencelerinden daha elem vericidir".
Ona soruldu: "Biz, ölüm anındaki bir kafirin acı içinde olmadığını; hikayeler anlatırken ve gülerken ya da konuşurken öldüğünü görüyoruz; aynı durum, bazı mü'minlerin ölümünde de olmaktadır. Bunun sebebi nedir? Yine hem mü'minler hem de kafirler arasında, ölüm ıstırabı sırasında güçlüklere dayananlar bulunmaktadır". O (a.s.) dedi ki:
"Mü'minlerin hoşlandığı her türlü saadet, onun ilk mükafatının başlangıç kısmıdır; çektiği her sıkıntı da, günahlarının affıdır; böylece o, temizlik, safiyet ve kusursuzluk içinde Allah'ın mükafatma layık olarak ve onu bu mükafattan ayıracak herhangi bir şey olmaksızın öbür dünyaya ulaşabilir.
Bazı kafirlerin durumunda bulunması gerekli olan kolaylıklar, onun bu dünyadaki iyi hareketlerinin bedelidir; böylece o, öbür dünyaya ulaştığında, onu, getirdiği azabdan başka kurtaracak bir şey kalmaz. Kafirin ölüm sırasında karşılaştığı her sıkıntı, Allah'ın azabmın başlangıcıdır; çünkü onun iyi fiillerinin mükafatı, en sonra gelecektir. Çünkü Yüce ve Aziz Allah adildir ve haksız davranmaz".
İmam Mûsa b. Cafer (el-Kazım) (a.s.), ölümün acıları ile kıvranırken terleyen ve kendisine seslenenlere cevap veremez durumda olan bir adamı ziyaret etmişti. (Bunu görenler) Dediler ki: "Ey Allah'ın Resûlü'nün oğlu! Arkadaşımızın durumunun ne merkezde ve ölümün ne olduğunu öğrenmeyi arzu ederiz". O (a.s.) dedi ki:
"Gerçek şu ki ölüm, mü'minleri günahlardan arındıran bir temizleyicidir ve onlara düşen son acı ve üzerlerindeki son günahın keffaretidir. Halbuki ölüm, kafirleri iyi fiillerinden ayırır ve o, onlara ulaşan son lezzet veya lütuf veya tesellidir. Ölüm, onların iyi fiillerinin son mükafatıdır. Sizin dostunuza gelince. . o, günahlardan tam anlamıyla elenmiş ve suçlardan bütünüyle arınmış durumdadır. O temizlenmiştir; öyle ki, lekelerinden temizlenmiş bir elbise kadar saftır (80) ve evimiz olan ebediyet diyarında bizim topluluğumuz Ehl-i Beyt'le (as) beraber olmaya uygun hale sokulmuştur".
(İmam Ali) er-Rıza'nın (a.s.) ashabından biri hasta oldu. (İmam Ali) er-Rıza (a.s.) onu ziyaret etmeye gitti ve ona, "Kendini nasıl hissediyorsun?" diye sordu. O da cevap olarak hastalığının şiddetinden hissettiklerini kastederek, "Siz beni bırakıp gittikten sonra ölümle karşılaştım" dedi. (İmam Ali er-Rıza), " Ölümü nasıl buldun?" diye sordu. O,"şiddetli bir acı idi" şeklinde cevap verdi. (İmam) ona dedi ki: "Sen ölümle karşılaşmadın; fakat senin başına gelenler, seni ikaz eden ve tezahürlerinden bir kısmı ile seni yüzyüze getiren şeylerdi. Gerçek şu ki insanlık iki sınıfa ayrılabilir: Ölümde rahatlık bulanlar ile ölümle başkalarına rahatlık verenler. . .Bu bakımdan Allah'a, velayete (imamlara) ve nübüvvete (peygamberlik) imanı tazele ki, ölümde rahatlık bulanlar arasında olasın". Adam buna göre hareket etti. Bu hikaye uzundur. Biz bu hikayeden gerekli olan kısmını aktarmış bulunuyoruz.
(İmam) Muhammed b.Ali b. Musa er-Rıza'ya (a.s.) soruldu: "Şu müslümanlara ne oluyor da ölümü sevmiyorlar?" O (a.s.) dedi ki: "Onlar ölümü tanımazlar ve bu yüzden de onu sevmezler. Eğer onun bilgisine sahip olsalar ve Allah'ın gerçek dostları olsalardı, onu severler ve öbür dünyanın, kendileri için dünyadan daha hayırlı olduğunu gerçekten bilirlerdi". Sonra devamla dedi ki: "Ey Allah'ın kulu! Bir çocuk veya deli bir adam, vücudunu temizleyen ve acılarını sona erdiren ilacı almayı neden reddeder?" (Bu soruya kendi cevap vererek) dedi ki: "Çünkü onlar, ilacın faydalarının cahilidirler".
2. MB, 156 (A.F.). Ölüm hakkında ayrıca krş.: Slıi'ite, 163.
ÖLÜM HAKKINDAKİ İNANÇ -1
ÖLÜMDEN SONRAKİ ŞAŞIRTICI HAYAT
İslâm Açısından Mead
AHİRETSİZ HAYAT ANLAMSIZDIR
ÖLÜM VE MEÂD