Kuran ve Nehcül Belağaya göre Dünyanın değeri -3
Ali (a.s) bu dört grubu dünya malına, iktidarına sahip olma ve mahrumiyet açısından, gidişat ve yöntem açısından ve ruh hâlleri açısından birbirinden farklıolmalarına rağmen "dünya ehli" çatışı altında toplamıştır. Neden mi? Çünkü hepsi ortak bir karaktere,
özelliğe sahiptirler; o da şu ki: Hepsi bir yolla dünya maddiyatı tarafından avlanan, hareket ve uçmalarıönlenen kuşlar gibidirler, kul ve tutsak insanlardırlar.
Hutbenin sonunda ise karşı grubu, ahiret ehlini tavsif etmektedir. Tavsifinin bir bölümünde şöyle buyuruyor: "Dünyayı nefsin için sevmen ve kar görmen ne kötü bir ticarettir!" (Yani dünyayı, şahsiyetin ve insaniyetinle eş değer bilmen ve dünyayı bununladeğiştirmen, ne kötü şeydir.) Nasır Hüsrev bu alanda şöyle der:
"Tîz negîred cihân, şikâr merâ
Nîst dîger bâ ğamâneş, kâr merâ
Lâcerem eknûn cihân şikâr-ı menest
Gerçi hemî dâşt û, şikâr merâ
Gerçi hemî halk râ fikâr koned
Kerd neyâred cihân, fikâr mera
Cân-ı men ez rûzgâr berter şod
Bîm neyâyed zi-rûzgâr merâ"
(Dünya kolayca avlayamaz beni, / onun gamlarıyla
bir işim yok benim.
Şimdi dünya çaresiz avım olmuştur benim, / daha
önce avlamaya uğraşsa da beni.
Halkı bütünüyle yaralamaya devam etse de, / beni
incitmeye gücü yetmez onun.
Devrana üst gelmiştir canım, / ondan korkum yok
benim.)
Din önderlerinin buyruklarında da bu manadaki sözlere sıkça rastlanır. Mesele insanlığın feda edilmesi, insanın kişiliğinin kurban edilmesi gibi hiçbir değere kaybedilme-mesi gereken önemli bir husustur.
Hz. Ali'nin (a.s) İmam Hasan'a (a.s) buyurduğu Nehc'ül-Belâğa'nın mektuplar bölümünde yer alan vasiyette şöyle geçer:
"Nefsini bütün aşağılıklardan üstün tut... çünkü nefsini aşağılatmana karşılık üstün ve yüce bir şey bulamazsın."6
Bihar'ul-Envar, İmam Sadık'ın (a.s) hayatı bölümünde o hazretin şöyle buyurduğunu kaydeder:
"Nefsime karşılık ancak nefsin Rabb'iyle muamele ederim. / Onun dışında hiçbir şey nefsimin pahası olamaz."
Tuhef-ul Ukul kitabında şöyle geçer:
İmam Zeynulabidin'e (a.s); "İnsanların en üstünü kimdir?" diye sorulduğunda şöyle buyurdu: "-İnsanların en üstünü- dünyanın tamamını kendiyle eşit bilmeyen kimsedir."
Bu anlamı içeren birçok hadis vardır; fakat bahsimizin fazla uzamaması için bu kadarıyla yetinmeyi uygun buluyoruz.
Kur'ân-ı Kerim, Nehc'ül-Belâğa ve diğer din önderlerinin buyruklarına dikkat edildiğinde İslâm'ın dünyanın değerini düşürmediği, sadece insanın değerini yükselttiği anlaşılmaktadır; İslâm insanı dünya için değil, dünyayı in-san için istemektedir; İslâm'ın hedefi dünyanın değerlerini itibarsız kılmak değil, insanın değerlerini ihya etmektir.
6- Nehc'ül-Belâğa, mektuplar, 31
Kuran ve Nehcül Belağaya göre Dünyanın değeri -2
Kuran ve Nehcül Belağaya göre Dünyanın değeri -1
Nehcül-Belâğanın İbadet Anlayışı -1
Nehcül-Belâğada Yüce Allahın Vahdeti
Seyyid Radıy'nin dilinden Nehciul Belağa