Ona döneceksiniz.!-2
Bunu şöyle açıklayabiliriz: İnsan, fıtrata göre seyreder, yaratılışı uyarınca yaşar. Sadece hakka uyar, sadece doğruya boyun eğer. İyiliğinden, mutluluğundan başkasını istemez. Yalnız başarılı olur da hidayet üzerinde olabilirse, isteğini ve amacını pratikte gerçekleştirmiş olur. Bu durumda, aradığı hak olan Allah'tan başkasına kulluk etmez, amaçladığı mutluluk olan sonsuz ve ebedî hayattan başkasını istemez.
Fakat doğru yoldan sapınca, yüzünü haktan batıla, iyilikten kötülüğe, mutluluktan bedbahtlığa çevirir. Bunun sonucunda nefsinin arzularını ilâh edinir, şeytana kulluk eder, putlara boyun eğer, yere çakılır kalır, dünyanın maddî çekiciliklerine bağlanır, gözleri başka şey görmez olur. Fakat bu yaptıklarını, böyle yapması gerektiği, yaptıklarının doğru olduğu zannı ile yapar. Batılı hak diye benimser. Kötülüğe ve yıkıcılığa iyilik ve mutluluk diye yaklaşır. Yani aslında fıtrat mantığını korumaktadır. Fakat bu mantığı davranış aşamasında ters örneklere uygulamaktadır.
Şu ayet bu durumdaki insanlara yönelik bir uyarıdır:
"Ey kendilerine kitap verilenler! Biz birtakım yüzleri silip arkalarına çevirmeden... yanınızda bulunanı doğrulayıcı olarak indirdiğimize (Kur'ân'a) inanın." (Nisâ, 47)
Bunun yanında bir de şu insanı düşünelim. Batıla batıl olduğu için uyuyor. Bedbahtlığı ve hüsranı bedbahtlık ve hüsran olarak amaçlıyor. Böyle bir şey imkânsızdır. Nitekim yüce Allah, "Sen yüzünü Allah'ın fıtratına döndür ki, O, insanları ona uygun olarak yarattı. Allah'ın yaratması değiştirilemez." (Rûm, 30) ayetinde bu gerçeği vurguluyor.
İnsanın da aralarında bulunduğu bütün sebepler, sadece özlerine uyan ve faydaları ile mutluluklarını içeren hedefler peşinde koşarlar ve yaptıkları her işi sırf bu beklenti ile yaparlar. Eğer zaman zaman bu kurala ters düşen gelişmeler görülürse, bunlar, ilk bakışta böyle görülen gelişmelerdir, yoksa gerçekte ve aslında böyle değildirler.
Bütün bunlar, "Sizi ilkin yarattığı gibi (O'na) döneceksiniz. (Allah) insanların bir kesimini doğru yola iletti, bir kesimi ise sapıklığı hak etti..." ifadesinin anlamını dikkatle incelememizi gerektirir. Bu dikkatli inceleme, "(Allah) insanların bir kesimini doğru yola iletti." ifadesinin ilk yaratılış ile dönüş arasındaki benzeme yönüne ve ortak anlama dayalı hâl olması etrafında dönüyor. İster bu ifadeyi öncesi ile bağlantısız yeni bir söz kabul edelim, ister öncesi ile bağlantılı ve gerekçe bildiren bir söz kabul edelim.
Tefsircilerin çoğunluğuna gelince; onlar, galiba şu hususlarda ortak görüş sahibidirler: "(Allah) insanların bir kesimini doğru yola iletti" ifadesi, yalnızca dönüşün keyfiyetini açıklayan hâldir, ilk yaratılış ile geriye dönüşü birlikte açıklayan hâl değildir. Geriye dönüşün ilk yaratılışa benzetilmesinin benzeme yönünü oluşturan ortak anlam ise, ifadede yer almayan başka bir husustur.
Ona döneceksiniz.!-1
Dönüş Ancak Onadır
İslâm Açısından Mead
ÖLÜM VE MEÂD
İslam Dininde Mead İnancı