Fatımanın Doğumu-2
Mübareke: Ondan çok hayır kaynaklandığı için bu ismi almıştır. Kur"ân onu Kevser diye isimlendirir. Bunun nedeni de Hz. Peygamber"in (s.a.a) soyunun onun aracılığıyla devam etmesidir. O, tertemiz imamların anasıdır. O, Resul-i Ekrem"in (s.a.a) temiz zürriyetinin anasıdır. Soyun çokluğu -ki Muhammedî (s.a.a) risaleti savunmuş, zalimlere ve sapmışlara karşı direnmenin yükünü üstlenmiş bir zürriyettir- çok hayır demektir. Ya da Allah"ın, Resul"üne verdiği çok hayrın en önemli göstergelerinden biridir. Nitekim Kevser Suresi"nde buna değinilir.
İbn Abbas, Peygamberimizin (s.a.a) şöyle dediğini rivayet eder:
"Kızım Fatıma beşerî bir huridir. Hayız kanı görmez, Allah onu ve sevenlerini ateşten koruduğu için "Fatıma" adını almıştır."[1]
Resulullah (s.a.a) bir diğer hadiste de şöyle buyuruyor:
"Fatıma, insan hurilerdendir. Cenneti özlediğimde, onu öperdim."[2]
Enes b. Malik"in annesi şöyle der: "Fatıma, on dördünde ay gibiydi. Ya da bulutların altından çıkan güneş gibiydi. Kızıla çalan bir beyazlığı vardı. Saçları simsiyahtı. İnsanlar içinde Resulullah"a (s.a.a) en çok benzeyen oydu."[3]
Her türlü kirden ve pislikten arındığı için Tahire lakabı verilmişti. İmam Bâkır"dan (a.s) da rivayet edildiği gibi, hayatının hiçbir gününde hayız ya da loğusalık kanı görmemiştir.[4] Nitekim Kur"ân-ı Kerim Tathir Ayeti"nde onun her türlü kirden temizlenmiş olduğuna tanıklık etmiştir.
Hz. Fatıma"nın (a.s) bir lakabı da "Raziye", bir diğeri de "Merziyye"dir. Çünkü o, kendisi için takdir edilen dünyanın acılarına, zorluklarına, musibetlerine ve bunlardan dolayı alacağı sevaba razıydı. Kur"ân-ı Kerim"in "İnsân Suresi"nde haber verdiği gibi, Rabbinin katında razı olunmuş biriydi. Rabbi, onun çabasından razı olmuş ve onu en büyük korkudan emin kılmıştı. O, haklarında "Allah onlardan razıdır, onlar da Allah"tan razıdırlar."[5] buyurulanlardan biridir. Rabbinden çok korktuğundan kuşku yoktur; onun hayatı bunun tanığıdır.
Muhaddese; meleklerin konuştuğu kimse demektir. Melekler -peygamber olmadıkları hâlde- İmran kızı Meryem, Musa"nın annesi ve İbrahim"in karısı Sara -ki ona İshak"ı, ardından da Yakub"u müjdelemişlerdi- ile konuşmuşlardı.
Resulullah (s.a.a) ona "Ümmü Ebîha" yani "Babasının anası" künyesini takmıştı. Bu, onun değerine, saygınlığına yönelik bir işaretti. Çünkü hiç kimseyi, Peygamberimiz (s.a.a), onu sevdiği kadar sevmiyordu. Hiç kimse Peygamber (s.a.a) yanında onun derecesine ve konumuna yetişememiştir. Hz. Peygamber (s.a.a), ona, evlâdın annesine yaptığı muamelenin aynısını yapıyordu. Nitekim o da, Hz. Peygamber"e (s.a.a) annenin evlâdına davrandığı gibi davranıyordu. Çünkü Peygamber"i (s.a.a) kucaklıyor, yaralarını sarıyor ve acılarını hafifletiyordu.
Onun hakkında, "Ümmü"l-Eimme" (İmamların Anası) künyesi de kullanılmıştır. Çünkü bütün İmamlar onun neslinden gelmiştir ve İmam Mehdi (a.s) de onun soyundandır.[6]
[1]- Tarih-i Bağdad, 12/331, Hadis no: 6772; Kenzü"l-Ummal, 12/109
[2]- Tarih-i Hatib el-Bağdadî, 5/87; el-Gadîr, 3/18
[3]- el-Müstedrek, Hakim, 3/161
[4]- Biharu"l-Envar, 43/19
[5]- Mâide, 119
[6]- Yenabiu"l-Mevedde, 2/83; Muntahabu"l-Eser, s.192; Kenzü"l-Ummal, 12/105.
Fatımanın Doğumu-1
Hz. Fatımanın Doğumu 1
Biz sana Kevser’i verdik
FATIMET-UZ ZEHRA (s.a.)'IN KISACA HAYATI
Hz. Fatıma’nın Tesbihatı