İslam a Davetin Başlangıcı-2
Yüce Allah, Peygamberimizin (Sallellahu aleyhi ve alihi) yirmi üç yıllık daveti süresinde, ilahi kitabı olan Kur-anı kerimi, ona nazil kılıp İslam şeriatını kemale erdirmiştir. Yüce Allah kelamında Hazreti Muhammet’in (Sallellahu aleyhi ve alihi) son peygamber, getirmiş olduğu dinin dinlerin sonuncusu ve evrenseli, kitabının da ilahi kitapların sonuncusu olduğunu ilan etmiştir.
مَّا كاَنَ محَُمَّدٌ أَبَا أَحَدٍ مِّن رِّجَالِكُمْ وَ لَكِن رَّسُولَ اللَّهِ وَ خَاتَمَ النَّبِيِّنَ وَ كاَنَ اللَّهُ بِكلُِّ شىَْءٍ عَلِيمًا
Muhammet, sizin erkeklerinizden birinin babası değildir. O, Allah’ın Resulü ve peygamberlerin sonuncusudur.
Peygamber Efendimizin (Sallellahu aleyhi ve alihi) Sünneti
Peygamber Efendimizin (Sallellahu aleyhi ve alihi) sünnetini ve metodunu “hakkı izlemek” ve “adaleti uygulamak” diye iki kelimeyle özetlemek mümkündür.
Peygamberliği ve daveti süresince (hem Mekke’de müşriklerin zulümleri altında ve hiçbir amel özgürlüğü yokken hem de İslam’ın hızlı ilerleyişine beşiklik eden Medine kalırken) her gün gücüne güç eklenmesine karşın; hiçbir zaman hakka ve hakikate yardım etmekten kaçınmamıştır. Nitekim Yüce Allah’ın Kur-anı kerimde de “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol” diye buyurduğu gibi her zaman hak yolunda direnç göstermiştir.
Peygamberimiz (Sallellahu aleyhi ve alihi) adaleti uygulama konusunda hiçbir zaman gevşeklik göstermemesine karşın; hiçbir kimseden de intikam almayıp haklarını bağışlamıştır. İlahi hükümleri uygulama ve insanların haklarını geri alma konusunda ise en ufak bir bağışı bile göz önünde bulundurmamıştır. İlahi hükümleri uygulama konusunda akraba, yabancı, güçlü, güçsüz, büyük ve küçük ona göre eşit idiler.
Defalarca şöyle buyurmuştur:
Katımda insanların en sevimlisi olan kızım Fatıma (sa) bile hırsızlık yapmış olsa elini keserim.
Yüce Allah’ın Kur-anı kerimde ona buyurduğu gibi; adaleti yayma konusunda çok çaba harcamıştır. Bu bakımdan Peygamberimiz (Sallellahu aleyhi ve alihi) Müslümanlar arasında genel kardeşlik ve genel eşitlik karar kılarak İslami bir toplum içinde saygınlık ve üstünlük yalnızca takvalı insanların oldu. Dolayısıyla hiçbir kimse mal, güzellik, soy ve sop bakımından başkalarına üstünlük aramaya kalkışamamıştır.
Aynı şekilde ırka ve makama dayalı üstünlüklerin hepsi ortadan kaldırıldığı için hiçbir kimse mevkisine dayanarak başkalarının haklarını çiğneyememiş veya zararına sonuçlanan kanunları uygulamaya engel olamamıştır.
Peygamberimizin (Sallellahu aleyhi ve alihi) kendisinin de yaşam bakımından öteki insanlardan hiçbir ayrıcalığı yoktu. Bu konuda ötekilerden ayırt edilemiyordu. Oturma, kalkma, uyuma, yeme, içme v.b. gibi şeyler konusunda çok sade idi. Eline geçen her şeyin yalnızca ihtiyaç olunan miktarını alıyor ve geriye kalan kısmını ise fakirlere dağıtıyordu. Aynı zamanda kendisi aç kalarak başkalarını doyurduğu birçok olay da gerçekleşmiştir.
İslam da Davetin Başlangıcı-1 İslamiyet’in Dünyaya Yayılması 5
İslamiyet’in Dünyaya Yayılması 4
İslamiyet’in Dünyaya Yayılması 3
İslamiyet’in Dünyaya Yayılması 2