Doğru Konuşmak-1
İnsan toplumunun esası olan bireylerin birbirleriyle irtibatı, konuşma vesilesiyle gerçekleşir. Dolayısıyla gizli bir hakikati insan için ortaya çıkaran doğru söz, toplumun ihtiyaç duyduğu gereklerden biridir. Toplumun her zaman kendisine ihtiyaç duyduğu önemli faydalar, doğru konuşmak vesilesiyle garanti altına alınır.
Doğru konuşmanın yararlarını aşağıdaki gibi birkaç cümleyle açıklamak mümkündür:
1. Doğru konuşan bir kimse öteki insanların güven duygusunu kazanır ve böylece ondan duydukları her sözü araştırmanın önünü almış olur.
2. Doğru sözlü bir kimse, kendi vicdanına karşı başı diktir ve yalanın oluşturacağı sıkıntılardan da uzakta kalır.
3. Doğru sözlü bir kimse, verdiği sözü yerine getirir. Kendisine verilen emanete hıyanet etmez. Çünkü davranışlardaki doğruluk ile sözlerdeki doğruluk birbirlerinden ayrı şeyler değildirler.
4. Doğru konuşmak vesilesiyle birçok ihtilaf ve çatışma yok olur. Çünkü birçok kargaşa, kavga eden taraflardan birinin veya her ikisinin de hakkı ve hakikati inkâr etmelerinden kaynaklanır.
5. Ahlakî ayıpların büyük bir kısmı ve ilahi yasaların çiğnenmesine neden olan davranışların çoğu kendi kendine yok olur gider. Çünkü insanların çoğu bu tür ayıpları ve davranışları gizlemek için yalan söylemektedirler.
Müminlerin Emiri Ali (Aleyhisselam) bu konuda şöyle buyurmaktadır:
Gerçek Müslüman, doğru söylemeyi kendi zararına olsa bile menfaatini göreceği yalana karşı tercih eden ve bu tercihten de huzur duyan kimsedir.
Yalanın Zararları
Doğru konuşmak bölümünde açıklanan bilgilerle yalan söylemenin zararları da kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Yalancı bir kimse, toplumun düşmanıdır. Büyük bir cinayet olan yalanıyla da toplumun yok olması için çalışmaktadır. Çünkü yalan, toplumun anlama ve algılama gücünü öldürüp hakikati gizleyen uyuşturucu maddeye veya insanları sarhoş edip akıl gücünün iyiyi kötüden ayırt etmesine engel olan alkollü içkiye benzer.
Bu bakımdan İslam yalanı büyük günahlardan sayıp yalan söyleyen kişinin dindar olmayacağını bildirmektedir.
Peygamber Efendimiz (Sallellahu aleyhi ve alihi) bu konuda şöyle buyurmuştur:
Namaz kılsalar ve oruç tutsalar bile şu üç grup münafıktırlar; yalancı, verdiği sözü yerine getirmeyen ve emanete hıyanet eden.
Müminlerin Emiri Ali (Aleyhisselam) şöyle buyurmaktadır:
İnsan, imanın lezzetini tattığı zaman şaka bile olsa yalan söylemeyi terk eder.
Karşılıklı Güzel Davranmak
Toplum içinde yaşayan insan, istese de istemese de halkla birlikte yaşamak zorundadır. Toplu olarak yaşamak; insanın toplumsal konumunu koruması, günden güne hem maddi hem de manevi bakımdan ilerlemesi ve hayat sorunlarını daha kolay bir şekilde halletmesi içindir.
Dolayısıyla insanlara sevilmeye neden olacak bir şekilde davranmak, gündün güne sosyal yönü artırmak ve arkadaş sayısını çoğaltmak gerekir. Çünkü insanlar biriyle karşılaşmaktan rahatsızlık duyarlarsa, kalplerinde nefret ve üzüntü oluşacaktır. Nihayet herkesin ondan kaçacağı bir gün gelecektir. Böyle bir kimse toplum tarafından nefret edilip dışlanacaktır. Toplum içinde kendi haline terk edilecek ve öz vatanında garip kalacaktır. Bu durum, insanın içine düşebileceği en acı ve en kötü örneklerden biridir.
Bundan dolayı mukaddes İslam dini Müslümanlara birbirlerine karşı güzel davranmayı tavsiye edip en güzel adapları ve en güzel emirleri açıklamıştır. Örneğin; “Müslümanlar birbirleriyle karşılaştıkları zaman birbirlerine selam vermelidirler ve fazilet önce selam verenindir” diye emretmiştir.
Büyük Günahlar -Yalan Söylemek
Küfrün Sıfatı Yalan