• Nombre de visites :
  • 1435
  • 17/4/2011
  • Date :

Hz. Fatıma nın (a.s) Evine Saldırı-4

hz. fatıma nın (a.s) evine saldırı

Hz. Zehra (a.s) İle Yüzleşme

Hz. Fatıma (a.s), babasından (s.a.a) bütün bunları duymuş olmasına rağmen, hayatında böyle bir günü yaşayacağını, böyle bir felâketle karşılaşacağını beklemiyordu elbette. Evet, babası bunları ona haber vermişti; ama duymak başka bir şey, bizzat görüp yaşamak başka bir şeydir. Bir felâketi duymanın etkisiyle onu bizzat görmenin etkisi aynı değildir. Evet, babasından, gelişmelerin aleyhlerine döneceğini, vefatından sonra, kendilerine yönelik kin ve nefretlerin açığa çıkacağını duymuştu; ama şimdi o, olacağını önceden haber aldığı bu olayları bizzat yaşıyordu. Topluluk, evine saldırmış, zorla kocasını evden çıkarmışlardı. O ev ki, Resulullah (s.a.a) Fatıma'dan izin almadan içine girmezdi.

Hz. Zehra, Resulullah'ın (s.a.a) kızı Zeyneb'in babasının yanına gelmek üzere hazırlanışını, devesinin hevdecinde Mekke'den ayrılışını, Hebbar b. Esved'in peşine düşüp deveyi mızrakla dürtüp ürkütmesini, hevdecte bulunan Zeyneb'in bu olayın etkisiyle Medine'ye dönerken karnındaki yavrusunu düşürmesini ve Resulullah'ın (s.a.a) Mekke'nin fethedildiği gün Hebbar b. Esved'in kanını helal saymasını düşünüyordu.

Acaba Resulullah (s.a.a), topluluğun, sevgili Zehra'sının (a.s) evinin dokunulmazlığına riayet etmediğini, ona saygı göstermediğini görseydi, ne yapardı? Ciğerparesinin hiçbir saygınlığının kalmadığını, topluluğun iyice küstahlaşıp onu dövdüklerini, korkuttuklarını, bunun da çocuğunu düşürmesine, sonra hastalanıp ölmesine sebep olduğunu görseydi, ne derdi?

İktidar grubu ile Zehra'nın (a.s) yüzleşmesi, Zehra'nın (a.s) evinde, kısa bir süre içinde ve sınırlı bir mekânda gerçekleşmişti; fakat onun (a.s) sesi, nesilden nesile, dilden dile günümüze kadar geldi. Resulullah'ın (s.a.a) bu dünyadan ayrılmasının üzerinden daha birkaç gün geçmemişken, Âl-i Muhammed'e (s.a.a) reva görülen zulüm, onlara karşı sergilenen düşmanlığın acısı, insanın tüylerini diken diken ediyor.

Bu yüzleşmeden hareketle, Hz. Fatıma'nın (a.s) kişiliğini gözler önüne seren bazı noktaları şöylece tespit etmek mümkündür:

1- Hz. Zehra (a.s), derhal Resulullah'ın (s.a.a) vasisini savunmaya geçmiştir. Büyük bir cesaret ve heybet örneği sergileyerek kapının arkasında durmuş ve belki zalimler saldırganlıklarına son verirler diye kesin kanıtlar içeren sözlerle kapı önündeki topluluğa hitap etmiştir. Susmayı tercih etmemiştir. Çünkü o, haklıydı; saldırganlar, şer'î hilâfeti gasp eden kimselerdi.

2- Hz. Ali'yi (a.s) zor kullanarak dışarı çıkardıklarında, Hz. Zehra (a.s), beklemeden yeni bir savunma pozisyonuna geçti. Evine yönelik saldırı sırasında gördüğü onca eziyete ve çektiği onca acıya rağmen, belki yaptıklarına engel olurum endişesiyle kocasının peşinden gitti. Çünkü bu aşamadan sonra artık iki hakkı birden savunuyordu: Birincisi, vasiyi savunma ve hilâfeti geri alma hakkı. İkincisi; Resulullah'ın (s.a.a) kızı olarak saldırgan topluluğun evine yönelik haksız saldırıdan doğan kendini savunma hakkı.[1]

Artık önünde başka çare ve yol kalmayınca, haykırarak, herkesin gözü önünde, Allah ve Resulü'nden yardım isteyerek saldırganlara beddua etmeye başladı. Hiç kuşkusuz Zehra'nın (a.s) bu tavrı, hakkı arayan herkes için açık ve net bir muhalefet örneğiydi. Ki hilâfet makamı sahih çizgisinden sapmış ve meşru sahiplerinden alınmıştır. Fatıma'nın (a.s), hilâfet hakkını asıl sahibine, yani İmam Ali'ye (a.s) iade etme uğruna oynadığı rol son derece önemlidir. En azından İslâmî deneyimin gerçek mecrasına girmesi bağlamında, ümmetin uyanması, ümmetin bireylerinin bilinçlenmesi ve hilâfeti gasp edenlerin rezil olması noktasında büyük bir misyon üstlenmişti ve bunda da son derece başarılı olmuştu. Ayrıca, risalet sahibinin dünyadan ayrılışının üzerinden çok kısa bir süre geçmesine rağmen, hilâfeti gasp edenlerin, bu işe ehil olmadıklarına, Müslümanların liderliği sorumluluğunu taşıma yeterliliğine sahip olmadıklarına vurgu yapmıştı. [İşte bu hususun belirginleşmesinde, ümmetin dikkatinin bu noktaya çekilmesinde Fatıma'nın (a.s) muhalefeti yol gösterici bir rol oynamıştır.]


[254]- Fatımatü'z Zehra, İbrahim Eminî, s.123

Hz. Fatıma nın (a.s) Evine Saldırı-3

Hz. Fatıma nın (a.s) Evine Saldırı-2

Hz. Fatıma nın (a.s) Evine Saldırı-1

Hz. Fatıma’nın (s.a) Gerdanlığı 2

Hz. Fatıma (s.a) Kadınların En Üstünüdür 2

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)