Hz. Nuh (a.s) ve Büyük Tufan-3
Hatta Nuh’un oğlu Kenan da kötü arkadaşlarına uyup babasının sözünü dinlemediği için bu tufanda boğuldu. Rüzgâr ve tufan, o kocaman gemiyi bir ağaç parçası gibi sağa-sola savurup duruyordu.
Böylece bu büyük beladan sadece Nuh, çocukları ve çok az sayıda inanalar kurtulmuştu... Her tarafı tufan ve soğuk teslim almışken sadece onlar gemide rahat ve huzur içinde idiler. Yeterli ölçüde yiyecek ve içecekleri de olduğu için hiçbirisi açlık ve susuzluk çekmedi.
Hatta bazı hayvanlar gemide doğum yaptı. Küçücük serçeler yumurtadan çıktı ve minicik salyangozlar geminin içinde hayatla tanıştılar.
14 gün süren tufanın ardından sonunda gökyüzü duruldu ve rüzgâr dindi. Sular yavaş yavaş çekildi ve yeryüzü tarafından emildi.
Bunun üzerine Yüce Allah Nuh’a şu emri verdi: ‘Sen ve dostların artık gemiden inebilirsiniz. Sen, çocukların ve dostların aşağı inin, korkmayın. Çünkü ben yeryüzünü sizler için güvenli kıldım.’
Nuh geminin kapısını açtı. Çocukları ve arkadaşları ile gemiden indiler. Onların ardından gemide bulunan hayvanlar da gemiden inip yeryüzüne yayıldılar.
Bu büyük tufandan esenlikle kurtuldukları için çok sevinmişlerdi.
Serçeler öterek ağaçların dallarına doğru uçtu. Aslanlar kükreyerek oradan uzaklaşıp gittiler. Yılanlar, kaplumbağalar, vahşi kuşlar, maymunlar ve kısacası karıncadan file kadar aklınıza gelebilecek bütün hayvanlar oradan uzaklaşıp yeryüzüne dağıldılar. Sadece Nuh’un koyunları ve inekleri yanında kaldı.
Nuh ve arkadaşları tekrar meyveli ağaçlar ve yemyeşil tabiatı görebildikleri, güllerin güzel kokusunu alabildikleri için çok mutlu idiler. Nuh dedi ki: ‘Bizi bu büyük beladan kurtaran Rabbimize teşekkür etmek için bir kurban yeri yapmalıyız.’ Hemen işe koyuldu ve geminin yanındaki taşları üst üste dizerek küçük bir tepe oluşturdu. Daha sonra etraftan topladığı çerçöpü oraya bıraktı ve yaktı. Oradan gökyüzüne bir duman yükseldi.
Bunun üzerine Yüce Allah Nuh’a dedi ki: ‘Ey benim iyi kulum! Artık dünyanın sonuna kadar böyle bir tufan olmayacak. Benden taraf üzerinize esenlik olsun ve şu nimetlerim sizindir.’
Sonra gökyüzünün bir köşesinde gökkuşağı belirdi. Böylece rahmeti geniş olan Rabbimizin insanlar için nimetleri yeniden başlamış oldu.
Gökkuşağı kaybolunca ve kurban yerindeki ateş sönünce Hz Nuh, artık yeni bir hayata başlaması gerektiğini anladı.
O suyu bol bir nehrin yanındaki yeşillik bir derede hayvancılık ve çiftçilik yapmaya karar verdi.
Nuh, çocukları ve arkadaşları ile birlikte tertemiz bir gelecek için o bölgeye yerleştiler. Zamanla sayıları çoğaldı ve yavaş yavaş dünyanın değişik yerlerine yayıldılar.
Hz. Nuh (a.s) ve Büyük Tufan-2 Hz. Nuh (a.s) ve Büyük Tufan-1