Sevgi ve Muhabbet-2
Allah’ın bizi sevdiğini bilirsek, biz de Allah’ı daha çok seveceğiz.
Allah Resulü (s.a.a)’in ve Ehl-i Beyt (a.s)’ın biz Şiileri sevdiklerini, defalarca bu sevgilerini göstermiş ve açıklamış olduklarını bilsek ve anlasak, Ehl-i Beyt’in sevgisi kalbimize daha çok yerleşecektir.
Nitekim Allah (c.c) Kur’ân-ı Kerim’de defalarca kendi muhabbetini açığa vurmuş ve bunlardan sadece bir ayet olan: “Şüphesiz Allah o kimseleri sever ki…” ayetinde; temizlenenleri, tövbe edenleri, temizlik arayanları, iyilik edenleri, takva sahiplerini, tevekkül edenleri, çokça sabredenleri, eşitlik ve adalet taraftarlarını sevdiğini buyurmaktadır.
Yine başka bir ayette, hem Allah’ın onları sevdiği, hem de onların Allah’ı sevdikleri[1] kimi insanları hatırlatmaktadır. Bu nükteye dikkat, Allah’ın sevgisini kalplerde alevlendirir. Masum imamlar, kendi muhabbetlerini taraftarlarına ibraz ettikleri vakit, bu aşkı izharı, karşı tarafta aşk meydana getirirdi.
Hz. Ali (a.s)’dan; “Ya Ali! Nasılsınız?” diye sorduklarında şöyle buyurdular:
“Dostlarımın dostu, düşmanlarımın ise düşmanıyım.”[2]
Acaba, muttakilerin Mevlası Ali (a.s)’ın kendi dostlarını sevdiğini bilirsek, O’nun aşk cevherini kalbimize yerleştirmek için müthiş bir çaba ve gayret göstermez miyiz?
Dostluk ilişkilerini daha çok güçlendiren, sevgiyi açıklamaktır. Siz birine sevgi ve muhabbet besliyor olabilirsiniz, ancak; tembellik, halsizlik, utangaçlık, haya veya başka bir sebepten dolayı asla bunu dile getirmiyorsunuz ve onu sevdiğinizi söylemiyorsunuz. O, nerden sizin onu sevdiğinizi anlayacak ve sizi sevecektir? Onun sevgisini kazanmanın anahtarı, ona olan muhabbetinizi açıklamanızdır. Bu nükte ahlâkın pratik düsturlarında gelmiştir ve hatta bu nükte için müstakil bir bab açılmıştır.[3]
İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur:
“Eğer birini seviyorsanız, ona bildiriniz.”[4]
Rivayetlerde geçtiğine göre; İmam Bakır ve İmam Cafer Sadık (a.s), mescitte yaranlarıyla oturmuş oldukları bir esnada bir adam oradan geçti. İmam Bakır (a.s)’ın arkadaşlarından biri; “Allah’a yemin ederim ki, ben bu şahsı seviyorum” dedi. İmam Bakır (a.s) şöyle buyurdular:
“Öyleyse ona bildir. Çünkü, bu bildirme, hem sevgi ve dostluğu devamlı kılar, hem de ülfet ve yakınlık için iyidir.”[5]
Allah Peygamberinin de şöyle buyurduğu nakledilmiştir:
“Sizden her kim, dost veya müslüman kardeşini severse, bunu ona bildirsin.”[6]
Bu içerikte başka bir hadis daha nakledilmiş ve o hadiste şu söz de izafe edilmiştir:
“... Sevgiyi bildirmek, fertlerin arasını bulmak için daha uygun ve daha faydalıdır.”[7]
[1] Maide / 54
[2] Sefinet’ul-Bihar, c. 2, s. 17, Usve baskısı
[3] Bihar, bab-i İstihbab, c. 71, s. 181
[4] a. g. e, 181
[5] a. g. e
[6] a. g. e, 182
[7] a. g. e
Sevgi ve Muhabbet-1
Sevginin Saf Kaynağı
Ailede Sevgi 2
Sevgiyi Bildirmenin Ailedeki Rolü-2