Başarılı Bayan
Rabiâ Âdviyye, zahit ve takvalı kadınlardandı. Babası fakir ve güçsüzdü. Bir zalim onu tuttu ve sattı. Yabancı biri Rabiâ’yı tâkip etti. O da kaçtı, eli kırıldı ve yüzünü toprağa sürterek şöyle dedi:
_ “Ey Allah’ım! Garibim. Yetimim, elim de kırıldı, cariyelik için kuvvetim yoktur. Senin kaderine razıyım”
Rabiâ, gündüzleri oruç tutar ve oruçlu haliyle insanların işlerinde çalışırdı.
Mekke seferinde, bindiği merkebini kaybetti. Yol arkadaşları:
_ “Senin yükünü getireceğiz” dediklerinde Rabiâ:
_ “Ben size güvenerek Mekke’ye hareket etmedim ki sizden yardım istiyeyim” dedi.
Yol arkadaşları gittiler. Rabiâ Allah’tan yardım istedi. Allah ta nakil vasıtasını ona hazırladı.
Bir hırsız Rabiâ’nın çadırına gitti. Rabiâ uyuyordu. Hırsız Rabiâ’nın çadırının perdesini kaldırdığı vakit göremez duruma düştü. Kaçmak istedi ancak bir çıkış yolu göremedi, çadırın perdesini bırakınca görmeye başladı. Çadırın perdesini tekrar kaldırdığında, ikinci defa köreldi ve yolunu kaybetti.
Bu olay yedi sefer tekrarlandı. Sonunda hırsız, bir nida işitti: “Rabiâ, yıllardır her şeyini Allah’a havale etmiştir. Ondan vazgeç! İblis’in eline geçiremediğini ele geçirmek, bir hırsızın ne haddine”!
İki misafir Rabiâ’nın yanına geldiler. İki tane ekmeği vardı, onların önüne bıraktı. Derken bir fakir de evinin kapısına geldi, ekmeği fakire verdi. Misafirler aç kaldıklarından dolayı kalpleri kırıldı.
Bir cariye, evin kapısını çaldı ve onsekiz tane tâze ekmek getirdi.
Rabiâ sayarak: “Benim için gönderilmemiş, bunları geri götür” dedi. Cariye gitti ve üstüne iki tane ekmek daha koyarak geri getirdi, Rabiâ’ya teslim etti.
Rabiâ’ya sordular: “Niye ilk seferde almadın?”. Rabiâ:
_“Ben Allah'ın yolunda iki ekmek verdim ki yirmi ekmek alayım. Çünkü Allah û Taâla Kurân’da:
“Her kim bir hayır işlerse, karşılığında on katı ona verilir”[25] diye buyurmuştur. O, onsekiz tane ekmek getirince, ondan eksiltildiğini anladım.
Bilge biri Rabiâ’ya dedi: “Kimseden almadığın, sadece sana mahsus olan ilimden bildiklerini bana öğret”.
Rabiâ cevabında: “Bir yumak ipliği iki sikke (demir para)’ye sattım. Bir sikkeyi bu elime öbür sikkeyi diğer elime koydum ki üst-üste gelmesinler. Böylece beni hakikatten ve Allah'ı tanımaktan alıkoymasın, dünyaya yüzümü döndürmesinler”dedi.
Rabiâ’ya sordular:
_ “Ne isteğin var?”
Rabiâ:
_ “On iki yıldır tâze hurma yemek istiyorum ama henüz yemedim. Basra’da hurma yemenin zarar vermediğini biliyorum. Ama ben Allah'a ait olduğum için istekte bulunmak istemem. Eğer ben istersem ve Allah istemez ise bu nankörlüktür. Çünkü, Allah'ın istediğini istiyorum, Allah'ın gönderereceğini ve ikram edeceğini arzu ediyorum” dedi.
Rabiâ, mukavemet ve sebatıyla bu mârifet derecesine ulaşmıştı. Mu’cizelere benzeyen acaip işler ondan sadır oldu.
Bir çok problemin ayaklarımıza dolanmasının sebebi, Allah'ı tanımada ve vazifemiz olan amelleri icrada eksik kalmamızdır.
“Sabreden kimselerin mükafatlarını elbette en güzel bir ecirler, işledikleri o amellerinin karşılığı olarak vereceğiz”.
İslamda Kadının Çalışması Bir Kadının Azameti
Kadın güldür
İslam Ahlakı Kadını Yüceltir
Kadının Cihad'ı