İknci İmam (as) ve Düşmanları -2
Bu durum İmam Hüseyin'i, amaçladığı hedefe götürecek yolda çok rahat bir şekilde, mektebin geleceğinden yana endişe duymadan, büyük bir özgüven ve kararlılıkla mücadelesinde esas aldığı yöntemle hiç tereddüt etmeden adım atmasını sağladı. Buna karşılık İmam Hasan (a.s) kendisinin şehit olmasından sonra bu mesajın, bu mektebin devam edeceğinden emin değildi. Çünkü Muaviye'nin entrikalarıyla bu mesajın ortadan kalkması işten bile değildi. Bilâhare İmam Hüseyin (a.s) Muaviye'nin güvenli bölgelere saldırmak gibi hatalarından, barış anlaşmasının maddeleri karşısında sergilediği tavırlarından, İmam Hasan'ı (a.s) zehirlemesinden, oğlu Yezid için biat almasından ve işlediği daha bir sürü yanlışlıktan büyük ölçüde istifade etti ve bunları, kamuoyunda Emevî aleyhine olan kıyamın İslâmî ölçülere uyumunu daha da netleştirdi, kıyamın asalet ve gücünü artırdı. Bunun yanında "Muaviye'nin halefinin", şarap içen, maymunlarla oynaşan ve türlü günahlar içeren bu gencin davranışları da mücadelesinin esasını oluşturan yöntemi benimsemesinin önemli gerekçesiydi. Bunlar İmam Hüseyin'i amacına ulaştıran etkenlerdi ve düşünsel olarak mesajını pekiştirici unsurlardı. İmam Hüseyin'in (a.s) gerek düşmanları açısından konumu, gerekse dostları açısından konumu, kıyamını gerçekleştirmesine, mesajını iletmesine, o parlak zaferi yaratmasına ve Allah huzuruna muzaffer olarak çıkmasına, tarihin yargısından da yüzünün akıyla çıkmasına yardım etti. Buna karşılık İmam Hasan'ın (a.s) konumu -daha önce de zikrettiğimiz gibi dostları bağlamındaki konumu- şahadet yolunu kapatıcı nitelikteydi. Düşmanlarının durumu ise, onlara karşı fiilî savaşı yürütmesi, mektebin ve ilâhî mesajın yok edilmesini doğuracak nitelikteydi. Bu yüzden fiilî mücadele vermesinin imkânı yoktu. Bu yüzden, cihat metodunu değiştirmesi gerektiğini fark etti; savaş sahnesini barış yoluyla süslemesi gerektiğini anladı.
İmam Hasan'ın (a.s) barış anlaşmasına koyduğu patlamaya hazır birer bomba niteliğindeki maddeler –yani Muaviye'nin vaatleri- Muaviye'nin, tâbilerinin ve düşüncesini paylaşan kimselerin feci şekilde mahkûm olmalarına ve utanç verici bir duruma düşmelerine vesile oldu. Bu açıklamadan sonra, doğrusu bu kardeşlerden hangisinin -Allah'ın selâmı ve rahmeti onların üzerine olsun cihat metodunun hedefe ulaşmak bakımından daha etkili, daha ileri götürücü ve düşman açısından daha ölümcül, daha keskin ve daha yıkıcı olduğunu belirlemekte güçlük çekiyoruz. Şu da artık herkesin bildiği bir gerçektir ki, tarihte, İmam Hasan'ın barış anlaşması aracılığıyla yürürlüğe koyduğu stratejiden sonra Ümeyyeoğulları'nın başına gelen bütün felâketler, yaşadıkları bütün bedbahtlıklar İmam Hasan'ın (a.s) yürürlüğe koyduğu stratejinin, aldığı yaratıcı tedbirlerin sonucuydu.
Şayet, bu başarılı plân -ki objektif koşulları başarılı olmasını, düşmanların objektif koşulları da bilerek veya bilmeyerek bu plânın başarılı olmasına yardımcı olmalarını gerektiriyordu- olmasaydı, Emevîler için birer felâkete dönüşen bu olayların hiçbiri bu şekilde meydana gelmiş olmayacaktı.
İkinci İmam (as) ve Düşmanları -1 İmam Hasan (as)’ın Şehadeti-1
İMAM HASAN (a.s)'IN İSTİTAAT HAKKINDAKİ SÖZLERİ
İmam Hasan (a.s) hakkında merak ettikleriniz
İMAM HASAN (a.s.)