İmam Musa Kazım (as) ve Şialara Teveccühü
İbn-i Sinan şöyle diyor:
Bir gün Harun Reşid, Rum padişahının kendisine gönderdiği bir miktar elbise ve altın dokumalı siyah bir cübbeyi bağış olarak Ali b. Yaktin’e verdi.
Ali b. Yaktin, o elbiseleri ve cübbeyi, malının humusundan bir miktar malla birlikte İmam Kazım (a.s)’a gönderdi. O mallar İmam (a.s)’a ulaşınca, İmam (a.s) o elbise ve malları kabul etti ama cübbeyi o malları getiren şahısla geri çevirdi. Ali b. Yaktin’e de bir mektup yazarak şöyle dedi:
“Bu cübbeyi sakla ve onu elinden çıkarma. Zira yakın bir zamanda ona ihtiyacın olacaktır.”
Ali b. Yaktin, o cübbenin kendisine geri çevrilmesiyle şüpheye düştü ve bunun sebebini de anlayamadı. Bununla birlikte onu sakladı.
Böylece birkaç gün geçti. Ali b. Yaktin’in hizmetçisi de onun İmam (a.s)’a gönderdiği hediyelerden haberdardı. Bu yüzden Harun’un yanına giderek şöyle dedi:
“Ali b. Yaktin, Musa b. Cafer’i (İmam Kazım’ı) İmam biliyor. Her yıl malının humusunu ona gönderiyor. Hatta filan zamanda ona bağışta bulunduğun cübbeyi de humuslarla birlikte O’na gönderdi.”
Harun çok sinirlenerek: “Bunu mutlaka araştıracağım. Eğer durum dediğin gibi olursa, Ali b. Yaktin’i mahvedeceğim” dedi.
Aynı saatte Ali b. Yaktin’in ihzar edilmesini emretti.
Ali b. Yaktin geldiğinde: “Sana bağışta bulunduğum cübbeyi ne yaptın?” diye sordu.
Ali b. Yaktin cevabında şöyle dedi:
“Ey müminlerin emiri! O yanımdadır. Ona koku sürüp ağzı kapalı bir sandığa bırakmışım. Onu koruyorum. Her sabah sandığın kapağını açarak teberrük için onu öpüyor, tekrar yerine bırakıyorum.”
Harun: “Şimdi onu getir!”dedi.
Ali b. Yaktin: “Ey müminlerin emiri! Şimdi onu getiririm” dedi.
Ali b. Yaktin, hizmetçilerinden birini çağırarak şöyle dedi: “Falan eve git ve odanın anahtarını falan hazinedardan al, odanın kapısını açarak üzerini damgaladığım falan sandığı alarak getir!”
Çok geçmeksizin hizmetçi damgalanmış sandığı getirerek Harun’un önüne bıraktı. Harun, damganın kırılarak sandığın açılmasını emretti.
Harun, sandık açıldığında cübbeyi güzel koku sürülmüş bir halde görünce öfkesi yatıştı ve Ali b. Yaktin’e: “Sandığı kendi yerine çevir ve başarılı olarak dön. Artık ara vurucuların senin hakkındaki sözlerini kabul etmeyeceğim” dedi.
Harun, tekrar Ali b. Yaktin’e ödül verilmesini emretti. Daha sonra ara vurucuya bin kırbaç vurmalarını emretti. Söz konusu şahısa beş yüz küsur kırbaç vurulduğunda dayanamayarak öldü.[1]
[1] - Bihar, c. 48, s. 137.
İMAM MUSA KAZIM (as)IN KISACA HAYATI
İMAM KÂZIM'IN (a.s.) ŞEHADETİ
İmam Kâzım(as)ın Şehadet Yıldönümü (2)