• Nombre de visites :
  • 957
  • 17/1/2011
  • Date :

Kötülüğe Karşı İyilik, En Büyük Mükafat-1

kötülüğe karşı iyilik, en büyük mükafat

Hint şehirlerinden birinde güçlü ve âdil bir sultan ölür. Onun ölümünden sonra; iman, âdalet ve halka düşkünlük bakımından babasını örnek alan oğlu başa geçer. Fakat ülkede bir asi başkaldırır.Derken kanlar dökülür ve her yeri fesat kaplar. Sultan kendi kendine; ‘en iyisi kenara çekilmemdir’ dedi . Oradan kaçmaya karar verdi.

Sultan kaçacağı sırada ; zor günlerde kendisine lazım olabilecek, mücevherlerle bezeli saltanat elbisesini de beraberinde götürdü. Fakat yanında ne para ne de yiyecek bir şeyler olmadığı halde çöllere düştü. Gece boyunca yol aldı. Nihayet küçük bir ırmağa ulaşarak bir ağacın altında oturup dinlendi.

Sırtında yükü olduğu halde Sultan’ın arkasından bir adam çıkageldi. Sultan kendi kendine, ‘bu şahıs yolcudur, onunla yolculuk ederim, onda yiyecek bir şeyler de bulunur’ dedi. Derken adam ağacın altına oturdu, sofrasını serdi ve Sultan’a iltifat etmeden yemeye başladı. Sultan da açlığını dile getirmekten utandı. Sonunda onunla beraber yola koyuldular. Yemek zamanları gelince adam tekrar sofrasını serdi ve Sultan’ı yemeğe davet etmedi.

Hülasa, firari Sultan iki gün boyunca bu cimri yol arkadaşıyla birlikte yol aldığı halde hiç bir şey yemedi. Üçüncü gün artık Sultan’ın yürümeye mecalı kalmadı. Adamdan ayrıldı ve tek başına yol alırken önüne bir köy çıktı.

Köyün yakınında bir inşaâtın yapıldığını gördü. Ustaya:

_“Acaba bir ücret karşılığında yanınızda çalışmam mümkün mü?” dedi. Usta:

_ “Evet” dedi. Sultan, ücertinin erken verilmesi ricasında bulunrarak işe başladı. Usta da bu ricasını kabul edince, Sultan yiyecek bir şeyler alarak o arada karnını da doyurmuş oldu. Usta, bu şahsın sıradan biri olmadığı, hal ve hareketleriyle bir asilzâde, belki de bazı tavırlarıyla bir padişah olduğu izlenimini aldı.

Usta, saygın bir bayan olan binanın sahibine, böyle bir şahsın işe başladığını rapor etti. Bu muhterem bayan, onu getirmelerini emretti. Gece olunca onu getirdiler. İlk bakışta onun büyük biri olduğunu anladı. Onu misafir etti ve evlenme teklifinde bulundu. Sultan’ın da Allah’tan isteği zaten buydu. Zira gidecek hiç bir yeri yoktu.

Üç yıl bu kadınla yaşadı. Kadının cömert bağışlarıyla hayatını sürdürüyordu. Bu süre boyunca kim olduğunu ve ne iş yaptığını açıklamadı.

Üç yıl aradan sonra Sultan, şehir dışına çıkarken; bir şeyler aramakta olan kendi ülke halkından birisini gördü ve sordu:

_ “Hint’ten ne haber?” Adam:

_ “Âdil bir sultanımız vardı. Âsi bir adam ona isyan edip üç yıl bize musallat oldu, bize hadsiz zülumler ve haksızlıklar yaptı. Ta ki halk onun elinden çok sıkıntı çekti ve başkaldırarak onu öldürdü. Şimdi, âdil sultanlarını bulabilmek için bir grup insanı çevre şehirlerine göndermişler. Ki tekrar gelsin de önceki âdaletini ülkemizde ikame etsin” dedi.


Hayır ve Şer

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)