Dinin Afetleri-1
Din, insan türü için Hakk’ın rahmaniyetinin en güzel tecellisidir ve dindarlık da bu rahmaniyete yöneliş ve hidayet yolunda yürümektir. Bu yolda din ve dindarlığın afetleri şekliyle sürekli eşkıyalar zuhur etmiştir. Onları tanımak ve dindarlığın sıhhatine değinmek böyle bir yolculuğun önemli adaplarından sayılır. Elbette din aşkın bir hakikat ve kutsî bir olgudur ve bu yüzden hasar ve afetten münezzehtir. Başka bir ifadeyle ilahî hususlarda hata, yanlış, hasar ve afet mümkün değildir. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, dinsel bilgi türü ve dindarlık tarzı ile ilgilidir. Bu hususlar her zaman ihtilaf konusu olup hasar ve afet ile karşı karşıyadır. Dindarlık hem tanıma, bilme ve düşünme merhalesini ve hem de amel merhalesini kapsar; yani düşünce, bilgi, dinsel inanç ve iman ve de dinsel ikrar, hareket, davranış ve tarzı içerir. Dindarlığın hasar görmesi ve afete duçar kalması nedeniyle insana ait alanlar ve toplumsal hareket sınırları sallanır ve çeşitli zulüm, insafsızlık ve haksızlıklar baş gösterir. Dindarlığın yokluğu, değişik alanlarda ihanet etmenin ortaya çıkmasına neden olur. Zira insanı değişik alanlarda korumak ve kötülük ve bitişe batmasını engellemek dinin işlevlerinden sayılır. Eğer din doğru olursa, insanı en iyi şekilde korur, doğru yola iletir ve muhafaza eder. Din ne kadar daha çok doğru ve güçlü olursa, insanın hayattaki doğruluk ve gücü de daha çok olur. Din ve dindarlığın kırmızı çizgilerinin çiğnenmesiyle, insanın her şeyi hasar ve afete maruz kalır. Bu noktaya dikkatle, genel bir sınıflandırmayla din ve dindarlığın hasarları iki bölüme ayrılabilir:
1- Dindar ve mütedeyyin şahsın imanını tehdit eden afetler.
Peygamber-i Ekrem (s.a.a) insanların şahsî imanları hakkında şöyle buyurmuştur: “İman kalp ile tanıma, dil ile ikrarda bulunma ve azalar ile amel etmektir.”[1] Bütün bu hususlar yani dinsel düşünce, inanç, iman ve dinsel ikrar, amel, davranış ve hareket tümüyle hasar ve afete maruz kalmaktadır. Bu bahislerdeki hasar ve afet; eksiklik ve noksanlığın meydana gelmesi, doğal durumdan çıkılması ve bozulmanın başlaması anlamındadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a), Müminleri Emiri Ali (a.s) ve diğer masum imamların (a.s) sözlerinde dinin afet ve hasarları sıfatıyla değişik hususlar tanıtılmıştır ve biz onların bazılarına işaret ediyoruz:
1-1- Hevese Tapınma: Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Heves afettir.”[2] 1-2- Dünyaya Tapınma:
Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Dünyaya tapınma, dinin afetidir.”[3] 1-3- Kötü Zan:
Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Dinin afeti, (Yüce Allah’a) kötü zanda bulunmaktır.”[4] 1-4- Yalan:
Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Yalanın çokluğu, dini bozar.”[5] 1-5- Kıskançlık ve Kin:
Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: Kıskançlık, yalancılık ve kini bırak; zira onlar dini kötü kılan üç haslettir.”[6] 1-6-
Kendini Beğenmişlik ve Övünme:
İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kıskaçlık, kendini beğenmişlik ve övünmek dinin afetleridir.”[7]
[1] Seduk, el-Hisal, c. 1, s. 178 239.
[2] Kenzu’l-Ummal, haber. 44121.
[3] Tahrirü’l-Mevaizü’l-Adediyye, s. 21.
[4] Tasnif-u Ğurerü’l-Hikem ve Durerü’l-Kelim, s. 263-5669.
[5] Tasnif-u Ğurerü’l-Hikem ve Durerü’l-Kelim, s. 221-4421.
[6] Tasnif-u Ğurerü’l-Hikem ve Durerü’l-Kelim, s. 299.
[7] el-Kafi, c. 2, hadis. 5307.
Küfrün Sıfatı Yalan
Büyük Günahlar -Yalan Söylemek
KİN VE KİNCİLİK
Dünya ehli, gaflet ehlidir