İslam"ın Ekonomik Düzeni-1
İSLAM'IN TOPLUMSAL EKONOMİK DÜZENİ
1- İslamî İktisadın Nizamıİslam'ın toplumsal ekonomik düzeninden maksat; vahiy ve ilahî talimatlar yoluyla son Peygamber Hz. Muhammed (s.a.a) vasıtasıyla bizlere ulaşan ahkâm ve şer’î kanunların bütünüdür. İktisat, lügatta; "kasede" maddesinden türeyip, "orta yol", "haddi aşmamak" ve "kolay yol" manasına gelmektedir. "Muktesid"; "mutedil" ve "iktisad" da "itidal" manasınadır.
İslam'ı kayıttan maksat da, toplumsal adalete bağlı olan iktisat hayatındaki temel kaidelerin hepsidir.
Binaenaleyh İslam, toplumsal adalet dini olduğundan dolayı her çeşit zulüm ve adaletsizliğin önünü alması ve herkesi kendi hakkına kâmil olarak ulaştırması için mali meseleler ve alış satış hakkında bazı kanunlar koymuştur.
2- Mal ve Servet
Mal, insanın; yemek, elbise, mesken vs. gibi kendisine ihtiyaç duyduğu zaruri şeylerden biridir.
Kur’ân’ın tabiriyle mal, geçimin kıvam ve sütunudur.
"Öyle mal ki, Allah sizin için kendileriyle geçiminizi sağlamaya destekleyici bir araç kılmıştır."[1]
Yine mal, dünyevî hayatın ziynetidir: "Mal ve evlat dünya hayatının ziynetidirler."[2]
İslam açısından mal, ihtiyaçları gidermek ve insanlara yardımda bulunmak için hedef değil, bir vesiledir. İslam iktisadının nizamına uyan, meşru yoldan mal ve servet elde eden ve o malı doğru ve şer’i olan bir yolda harcayan kimseyi hem Allah sevmektedir ve hem de insanlar. Nitekim eğer bir kimse yaşantısında mal ve serveti kendisine hedef edinir veya haram yollardan mal elde eder veya o malı haram ve kötü yollarda harcarsa veyahut o maldan toplumun hakkını ödemez, humus ve zekât vermezse, Allah’ın ve insanların gazap ve kınamasına uğrar.
3- İş ve Çalışmak
İş ve çalışmak, rızk elde etmekte temel bir unsurdur. İşte bu yüzden İslam, işe ve çalışmaya çok önem vermiş ve şöyle buyurmuştur:
“Öyleyse yeryüzünün omuzlarında yürüyün ve O’nun rızkından yiyin.”[3]
Yani rızk elde etmek için işe ve çalışmaya başlayın. Meşru olan her maddi veya manevi iş ve çalışmak, İslam açısından iş sayılmaktadır. Binaenaleyh toplum, İslam nazarında, hukuk ve meziyetler açısından eşit olmasalar bile insanlık açısından eşittirler. İslamî toplum kesinlikle sermayedarlık ve komünistlik rejimi gibi işçi ve işveren olarak iki sınıfa taksim edilmemektedir. Böyle olursa daima bu iki sınıfın arasında kavga, husumet ve tezat olur. Ama İslamî bir toplumda demirciden cumhurbaşkanına kadar herkes işçi ve birbirinin yardımcısı sayılmaktadır.
Dilencilikle ve faydası olmayan işler yoluyla mal kazanmak, İslam’da nehyedilmiştir. Çalışmaktan aciz olan kimseler için Beytü'l-maldan bir hak tayin etmek ve işsizlere iş bulunana kadar yardımda bulunmak devletin vazifesidir.
İslam, insanları çalışmaya, özellikle el işlerine, çiftçiliğe ve ticarete teşvik etmektedir. İslam Peygamberi (s.a.a), bizzat kendisi çobanlık yapmış, ticaret işleriyle uğraşmış ve Medine camisini yaparken ve hendek kazarken diğer Müslümanlardan daha çok çalışmıştır. Hz. Ali (a.s) da ziraat ve sulamak işleriyle meşgul olmuştur.
[1] - Nisa/5
[2] - Kehf/46
[3] - Mülk/15
İslâm Ve Ekonomik Sorunlar 1
İslâm Ve Ekonomik Sorunlar 2