Hac, Umre, Kurban Ve Ziyâret
Hac, Umre, Kurban Ve Ziyâret İle ilgili Ehl-i Beyt Kelâmından Nurdan Damlalar
Resûlullâh (s.a.a.) buyurdular; “Hac, zayıfların cihâdıdır.”[1]
İmâm Cafer Sâdık (a.s) buyurdular; “Bir hac, içerisi altın dolu bir evin altınlarının, tükeninceye kadar sadaka olarak verilmesinden daha hayırlıdır.”[2]
İmâm Cafer Sâdık (a.s) ve İmâm Ali (a.s) buyurdular;
“Yılın her ayında bir umre yapılabilir. En faziletli umre ise, Receb ayında yapılanıdır.”[3]
Yine İmâm Cafer Sâdık (a.s) buyurdular; “Hacılar üç kısımdır: Bir kısmı; Cehennemden âzad olanlardır. Bir kısmı; analarından doğdukları gün ki gibi günahlarından arınanlardır. Bir kısmı da; âile efrâdını ve malını Allâh’ın koruması altına almış olanlardır. Bu sonuncusu; en düşük karşılıkla (mükâfatla) geri dönen hacılardır.”[4]
İmâm Zeynelâbidîn (a.s) buyurdular; “Ey hacca gitmeyen-gidemeyenler! Hacıları karşılayınız, onlarla musâfaha (tokalaşma, kucaklaşma vs.) yapınız. Onlara hürmet gösteriniz. Onlarla mükâfatlarında ortak olmak istiyorsanız bu şekilde davranınız...”[5]
Dînin Güneşi İmâm Cafer Sâdık (a.s) buyurdular; “Hac görevini yerine getirenler olduğu müddetçe bu din ayakta kalacaktır.”[6]
İmâm Cafer Sâdık’a (a.s) soruldu; “Bir kadın yanında mahremi olmadan hacca gidebilir mi?” İmâm (a.s) buyurdular; “Nefsini, ırzını koruyabilecek ise (her yönden emniyette olacaksa), evet gidebilir.”[7]
Hz. İmâm Muhammed Bâkır (a.s) “Hac bilinen aylardadır...” [Bakara (2): 197] âyeti hakkında, bu aylar; “Şevvâl, Zilkade ve Zilhicce aylarıdır. Bunların dışındaki aylarda hiç kimse hac yapamaz.” buyurdular.[8]
İmâm Cafer Sâdık (a.s) buyurdu; “Zemzem suyu, içen kimseye şifâdır.”[9]
Ehl-i Beyt İmâmlarından (a.s) nakledilmiştir ki; “...Kurban kesmenin en faziletli olduğu gün bayramın birinci günüdür.”[10]
İmâm Cafer Sâdık’a (a.s); “Kurban kesmek hakkında” sorulduğunda, şöyle buyurdular; “Gücü yeten her Müslüman’a kurban kesmek gereklidir.”[11]
İmâm Cafer Sâdık’tan (a.s) nakledildiğine göre; “Deve, sığır gibi büyük baş hayvanlar kurban edilirken yedi kişiye kadar ortak olunabilir.”[12]
İmâm Muhammed Bâkır (a.s) buyurdu; “Hiç kimsenin Mekke’de Kabe binâsından daha yüksek binâ yapması uygun değildir.”[13]
İmâm Cafer Sâdık’ın (a.s) naklettiğine göre, Resûlullâh (s.a.a) şöyle buyurdular;
“Kim beni diri iken ya da ölümümden sonra ziyâret ederse, kıyâmet günü o kimseye şefaatçi olurum.”[14]
Kurbanın hakikatine erenler, rûz-i mahşerde yalnız kalmazlar.
[1] Furû-u Kâfî: c: 4 sh: 259, Men lâ yahduruhul fakîh: c: 2 sh: 146, c: 4 sh: 298
[2] Furû-u Kâfî: c: 4 sh: 260
[3] Furû-u Kâfî: c: 4 sh: 534-536, Men lâ yahduruhul fakîh: c: 2 sh: 142, 276, 278, İstibsâr: c: 2 sh: 326
[4] Furû-u Kâfî: c: 4 sh: 262, Tehzîb: c: 5 sh: 21
[5] Furû-u Kâfî: c: 4 sh: 264, Men lâ yahduruhul fakîh: c: 2 sh: 147
[6] Furû-u Kâfî: c: 4 sh: 271
[7] Furû-u Kâfî: c: 4 sh: 282, Men lâ yahduruhul fakîh: c: 2 sh: 268
[8] Furû-u Kâfî: c: 4 sh: 289, Men lâ yahduruhul fakîh: c: 2 sh: 278
[9] Men lâ yahduruhul fakîh: c: 2 sh: 135
[10] Men lâ yahduruhul fakîh: c: 2 sh: 292, Tehzîb: c: 1 sh: 504, İstibsâr: c: 2 sh: 264
[11] Men lâ yahduruhul fakîh: c: 2 sh: 292
[12] Men lâ yahduruhul fakîh: c: 2 sh: 294, Tehzîb: c: 5 sh: 208, İstibsâr: c: 2 sh: 266
[13] Tehzîb: c: 5 sh: 420, 448
[14] Furû-u Kâfî: c: 4 sh: 548, Men lâ yahduruhul fakîh: c: 2 sh: 345, Tehzîb: c: 6 sh: 3-4
Hac Yolculuğu Adâbı
İmâm Cafer Sâdık (as) Açısından Hacc