İMAN VE SEVGİ-2
İnsanlar çeşitli grup ve mezheplere bölünüp değişik yollara gidiyorlarsa, bu onların Allah sevgisinin tadından mahrum kaldıkları içindir. Ama Allah sevgisinin lezzetini tadan kimseler, artık hayatlarında ondan başka bir şey aramazlar.
Hz. İmam Hüseyn (a.s) Arafat çölünde okuduğu Arefe duasında şöyle diyor:
"Allah'ım! Seni kaybeden ne bulmuş ve seni bulan ne kaybetmiş?" (Bihar-ül Envar, c.98, s.226)
İşte bunun içindir ki, Hz. İmam Zeyn-ül Abidin (a.s) Allah sevgisinden doğan lezzetten başka her türlü lezzetten, Allah'ın zikrinden başka her türlü meşguliyetten ve Allah'a yakın olmak sevincinden başka her türlü sevinçten dolayı, Allah'tan af dilemektedir. Bu af dilemek, Allah-u Teala'nın bunları kullarına haram kıldığından dolayı değildir. Hayır, sadece şunun içindir ki, kalbi bu tür meşguliyetlerle meşgul etmek kısa bir süre için bile olsa, kalbin Allah'tan gayrisine yönelmesine sebep olur. Allah'ın sevgisinin lezzetini tadan ve tanıyan bir kalp ise Allah'tan gayrisine yönelmek istemez.
Evliyaullah'ın (Allah'ın velilerinin) hayatında olan her şey ve her türlü çaba ancak Allah sevgisi, Allah'ın zikri ve Allah'ın itaati doğrultusundadır. Bunun dışında her şey, Allah'tan gayrisine yönelmektir ve Allah'ın velisi ondan dolayı Allah'tan bağış diler. Hz. İmam Zeyn-ül Abidin (a.s) şu şekilde dua ediyor:
"Allah'ım! zikrinden gayri her türlü lezzetten, ünsünden başka her türlü rahatlıktan, yakınlığın dışında her türlü sevinçten ve itaatinden başka her türlü meşguliyetten dolayı senden af dilerim." (Bihar-ül Envar, c.94, s.151)
SEVGİ, AMELİN EKSİKLİĞİNİ TELAFİ EDER
Sevgi amelden ayrılmaz. Sevenin sevgisinin delil ve belirtisi, onun amel, hareket ve çabasıdır. Fakat sevgi amelin eksikliğini telafi eder ve amel sahibinin ameli eksik olduğunda, ona şefaatte bulunur (yardımcı olur). Zira sevgi, Allah katında şefaati kabul olunan bir şefaatçıdir.
En güzel dualardan biri, Ebu Hamza-i Sümalî'nin Hz. İmam Zeyn-ül Abidin'den (a.s) naklettiği Seher duasıdır . İmam Zeyn-ül Abidin (a.s) o duada Allah'la şöyle münacat ediyor: "Ey Mevlam! Sana olan marifetim, Sana ulaştıran rehberimdir.; sana olan sevgim, senin yanında şefaatçimdir. Fakat ben, kendi delilimden (kılavuzluğumdan) daha çok, senin kılavuzluğuna ve şefaatçimden daha, çok senin şefaatine güvenim vardır." (Bihar-ül Envar, c.98, s.82)
Marifet ve sevgi ne de güzel delil (kılavuz) ve şefaatçidir. Kulun Allah'a yönelmek için kılavuzu «marifet» olursa yolundan sapmaz; ve Allah nezdinde şefaatçisi "sevgi" olursa amacına varmaktan geri kalmaz.
Yine Hz. İmam zeyn-ül Abidin (a.s) şöyle dua ediyor: "İlahî sen biliyorsun ki, sana olan itaatim kesintisiz ve sürekli olmamışsa da, sana sevgim ve itaatine olan azmim sabit ve sürekli olmuştur."
İMAN VE SEVGİ-1
İman ve Ahlak