Kur’an-i Kerim İlmileri-5
Allah tarafında gönderilen peygamberler hakkında bu şekilde açıklamalarda bulunmak, gerçekte nübüvveti inkârdır ve bu fikirde bulunanlar, peygamberleri hayalle gerçeği birbirinden ayıramayan saf insanlar yahut yalancılar olarak tanıtmaktadırlar.
Hâlbuki peygamber lerin nasıl üstün bir makam sahibi, asla yalan konuşma yan ve gerçekleri çok daha iyi anlayan kimseler oldukları herkes için açıktır.Bu düşüncede olan sözde aydınlar, iki büyük yanılgıya düşmüşlerdir:
1- Semavî vahiylerin örneklerini inceleyip araştırırken, tahrif edilmiş kitaplara ve yanlış yahut eksik tercümelere bakmışlardır. Bu yüzden de vahiyde bir takım yanlışların bulunduğu kanısına varmışlardır, oysa iyi bir araştırmacı öncelikle incelemiş olduğu kitabın doğruluğuna kesin güvenmelidir.
2- İnsanı sadece maddî özellikleri bulunan bir varlık olarak kabul etmişlerdir. Oysa insan yalnızca maddeden oluşmamaktadır; insanın bir maddî boyutu ve bir de maddî olmayan ruh boyutu bulunmaktadır.
İnsanın melekuti (ruhî) boyutu hakkında Mevlâna Celaleddin-i Rumî bir şiirinde şunları söylemektedir: Ben melek idim ve yüce Firdevs mekânımdı,Adem bu harabeye getirdi beni. İmam Ali"ye (a.s) isnad edilen bir şiirde ise İmam"ın şöyle buyurduğu nakledilir:
(Ey insan) sen kendini küçük bir cisim mi zannediyorsun? Hâlbuki evalim sende gizli, kâinatlar sende pinhan.Bu beyitlerde varlık âleminin tüm aşamalarının insan varlığında yatmış olduğu gerçeğinin altı çizilmektedir.
İnsan ruhun olduğunu kabul etmemizle, maddî olmayan bir âlemle irtibata geçmesi de olanaksız olmaktan çıkar. Öyleyse vahiy mümkündür. İnsanın ruhanî bir özelliğinin bulunduğu ve madde ötesi âlemle ilişki içerisinde bulunmasının imkânsız olmadığı kendi yerinde genişçe açıklanmıştır.
Yine de vahyin daha iyi bir şekilde anlaşılması için, burada kısaca ayet ve hadisler ışığında bu konuyu açıklamaya çalışalım.İnsanın Ruhsal Boyutu İnsanın ruhsal boyutu çok eskilerden beri herkesin zihnini meşgul etmiş ve bu konu hakkında değişik araştırmalara itmiştir, öyle ki felsefe, kültür ve sanat alanlarında özel bir konuma sahip olmuştur. Aynı şekilde Kuran ve hadislerde buna defalarca değinilmiş, İslam felsefesinde de genişçe işlenmiştir.
İnsan çift boyutlu bir varlıktır; ruh ve cisimden oluşmaktadır ve madde ötesi ile madde âlemi arasında yaşam sürdürmektedir. Ruh yönünden aşkındır; gökler ile irtibat halindedir, cisim yönünden de aşağıdır ve yeryüzüyle irtibat halindedir.
Kuran-ı Kerim insanın yaratılış aşamalarını açıkladıktan sonra, insanın sırf maddî özelliklerle yetinmediği ve yüce bir ruhun ona üflendiğini buyurmaktadır:
"Andolsun biz insanı, çamurdan (süzülüp çıkarılmış) bir özden yarattık. Sonra sperma halinde korunaklı bir yuvaya yerleştirdik. Sonra spermayı embriyoya dönüştürdük.
Kur’an-i Kerim İlmileri-1
Kur’an-i Kerim İlmileri-2